CHP'de genel başkanlık yarışı artık netleşti. Bir yanda Kılıçdaroğlu, diğer yanda İmamoğlu'nun desteklediği Özgür Özel yer alıyor. Özel kendince parti yönetimine eleştirilerini sunarak beklenen adaylığını açıkladı.
Aslında kulisleri takip edenler, Özel'in emanetçi bir aday olduğunu biliyordu. Ancak İmamoğlu bunu daha da açık hâle getirdi ve Özel'e desteğini bir tweet'le verdi. Değişim teması yine merkezdeydi. CHP değişirse Türkiye değişecekmiş.
Diyelim ki, bu önerme doğru. Diyelim ki, CHP değişirse Türkiye değişir. İyi de CHP nasıl değişir? Kılıçdaroğlu gidip Özel gelirse veya Özel de gidip İmamoğlu gelirse CHP değişmiş mi olacak?
Mesela bu değişim ne yöne olacak? Daha milliyetçi bir CHP mi göreceğiz? Daha küreselci mi olacak? Daha Atatürkçü mü olacak? Yoksa Atatürk bütünüyle mi unutulacak? HDP ile işbirliği devam mı edecek? Hangi tür ekonomi politikaları önerecek? Terörle nasıl mücadele edecek? Partinin temel kimlik ilkeleri neler olacak?
Bu soruların yine tek bir cevabı yok. Sadece "Kılıçdaroğlu gitsin de ne olursa olsun" havası hâkim. Sanki Kılıçdaroğlu gidince bütün sorunlar çözülecekmiş gibi bir basitliğin içine düşülmüş.
Bu da tek başına bize aslında hiçbir şeyin değişmeyeceğini, bu değişim denilen şeyin bir siyasi programının olmadığını ve koltuk kavgasından ibaret olduğunu gösteriyor.
Daha adaylığını bile açıklarken Özel'in, Sezgin Tanrıkulu hakkında yaptığı açıklamalardan "değişen hiçbir şey olmayacak" diye anlıyoruz.
Kılıçdaroğlu da tam böyle yapardı. Zaten Tanrıkulu'na bu zamana kadar sahip çıkan ve onun üzerinden HDP ile işbirliğini geliştiren Kılıçdaroğlu'nun ta kendisiydi.
Özgür Özel de o tarihlerde Genel Başkan'ının yaptığı gibi skandalların üzerini örtmekle meşguldü. Dün yaptığı açıklama da aynı tondaydı.
Bunun bir adaylık açıklaması olduğunu unutun, Özgür Özel'in her zaman yaptığı konuşmalarından tek bir farkını bulamazsınız. Yani aslında ortada değişim falan yok.
Siyasi programı ve vizyonu olmayan bir grup, yine benzer şekilde vizyon sıkıntısı çeken bir grubu indirmeye çalışıyor. Hepsi bu!