Muhalefetin kontrolden çıkmış hâline bakarsanız aslında seçim sonuçlarını onların da tahmin edebildiğini görürsünüz. Zaten birinci turun manipülasyoncu anket şirketleri bile bu sefer kımıldayamadı. Erdoğan'ı ikinci turun favorisi olarak göstermek zorunda kaldılar.
Aradaki yaklaşık 2.5 milyonluk bir fark da aslında Erdoğan seçmeninin umutlu olması için yeter sebep. Fakat umutla rehaveti karıştırmamak lazım. İkinci tur seçim dediğiniz şey, öyle ilk turda alınan oyların üzerine ilave edilen bir seçim değil. Aksine yarın her aday sıfırdan başlayacak. Sıfırdan yüzde 50'ye ulaşmaya çalışacak. İkinci turda sonuçlar ortaya çıkınca birinci turda kimin ne kadar oy aldığının hiçbir önemi kalmayacak. İkinci turu kazanan her şeyi alır.
Biraz daha abartılı bir dille ifade edecek olursak, ikinci tur seçimleri bir nevi yazı tura atışı gibidir. Yani yüzde elliye yüzde elli gibidir. Abartma demeyin. Yıllarca istatistik işiyle uğraşan biri olarak söylüyorum. İstatistiğin ilk bilinmesi gereken yönlerinden biri budur. Bir müşteriye piyangodan para çıkma ihtimali milyonda, hatta milyarda bir olabilir. Ama size çıkma ihtimali mantıken yüzde ellidir. Yani ya çıkar ya çıkmaz. En azından teorik olarak böyledir. İşte ikinci tur seçimlerinin böyle tehlikeli bir hâli vardır.
Birinci turda yüzde kaç aldığınızın, seçim öncesi kazanma şansınızın ne olduğunun bir önemi yoktur. O sandığa gitmediğin müddetçe kazanamazsın. Ve işin ilginci, o oyu kullanmadığın müddetçe karşı tarafa katkı sunmuş olursun. Sen "Bir kişiden ne olacak?" diye düşünürsün, aslında bir kişinin eksik oyu demek karşı tarafın bir fazla alması demektir. Sen bir kişi diye düşünürsen başkası da bir kişi diye düşünür. Olur sana devasa bir rakam. Sonra arkasından el sallarsın. Ah vah demek çare vermez. Atı alan Üsküdar'ı geçer.
Bir film vardı. Nöbetteki askerlere uyanık olmasını söyleyen komutanın sözleri aklımızdadır: "Sen uyursan herkes uyur. Uyursan ölürsün. Sen ölürsen herkes ölür." İşte ikinci tur böyle bir durum. Birinci tur süründürür. İkinci tur öldürür. Geri dönüşü yoktur. Yenisi yoktur.
Her ne kadar seçmenin oldukça kararlı olduğunu görsem de, her ne kadar objektif şartları anlıyor olsam da bu uyarıyı yapmak sanırım hepimizin vatandaşlık borcudur.
Evet Erdoğan oldukça avantajlı görünüyor. Bu da seçmende gereksiz bir rehavet haline neden olabilir. Görüyorum bazen. "Bu iş bitti" havasında olanlar var. İş bitene kadar hiçbir şey bitmiş değildir. İslam tarihinin en meşhur, en acı örneklerinden biri olan Uhud Tepesi okçuları kimsenin aklından çıkmasın. Bu iş bitti diye rehavete kapılmak, hataların en büyüklerindendir.
İkinci tur gözüyle bakmayın. Tek bir sandık diye bakın. Bu tek sandık ülkemizin, geleceğimizin kararı olacak. Ya Türkiye bağımsız ve güçlü bir ülke olma hedefine uygun adımlarla yürüyecek ya da terör örgütlerinin kucağındaki bir yapıya teslim olacak. Daha açık yazamazdım herhalde. O nedenle hepimiz sandık başında olmalıyız. Rehavete gelmez. Zira bu ülkenin tarihinde çok siyasi rezillikler gördük de terör örgütlerinin kucağında seçime giden bir muhalefete ilk kez şahitlik ediyoruz. Tarihe geçecektir. Emin olun. O nedenle de tarihin doğru tarafında yer almak ayrıca kıymetlidir. Allah mübarek etsin.