Biraz yazılıp çizilenlere baktım da Erdoğan'ın Türkiye Yüzyılı açıklaması çok yanlış biçimlerde yorumlanıyor. Kimi "fabrika ayarı", kimi de "tekrardan ibaret" demiş. Bence pek doğru anlaşılmamış. O nedenle içeriğe biraz girmekte ve açıklamakta fayda var diye düşünüyorum.
Aslında bu belge bir ahitleşmeydi. Erdoğan, vatandaşla bir sözleşme yapmak istiyor.
Türkiye'yi "küresel ve bağımsız bir büyük güç" yapmak için birlik ve beraberlik çağrısı yapıyor. Ülke içinde vesayet mekanizmalarını yıkmış, devlet ve millet bütünleşmesini sağlamış bir lider olarak şimdi de "küresel vesayet mekanizmalarına meydan okumayı" öneriyor. Türkiye'yi dünya siyasetinin merkezi bir aktörü haline getirmeyi taahhüt ediyor. Bu amaçla da birlik ve beraberlik çağrısı yapıyor.
Bu nedenle bütün metni üç 3B ile özetleyebileceğimizi düşünüyorum: "Birlik, büyüklük, bağımsızlık."
Diyor ki Erdoğan, bu ülkede bir vesayet mekanizması vardı ve toplumu çeşitli biçimlerde ayrıştırıyordu. Makbul olmayan vatandaşlar vardı. İnancından dolayı, etnik veya mezhepsel kimliğinden dolayı dışlananlar vardı. Vesayet mekanizmaları, iktidarların muktedir olmasına engel teşkil ediyordu. Bu nedenle ne ekonomik büyüme ne de demokratikleşme istenen seviyeye ulaşabiliyordu. Kendi içinde bu tür gerilimlere hapsolmuş bir Türkiye, enerjisini tükettiğinden zayıf kalıyor ve dışa bağımlılığı aşmak mümkün görünmüyordu.
Yirmi yıllık AK Parti iktidarında birçok proje ve birçok hizmet bulabilirsiniz. Fakat en devrimci ve dönüştürücü olanı, milli iradenin devlet yönetimini devralmasıydı. Erdoğan bu aşamadan sonra yeni bir mücadelenin başlayabileceğini işaret ediyor. Her vatandaşın birçok siyasi farklılığı olabilir ama eğer önümüzdeki yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapmak istiyorsanız gelin birlik olalım, ülkedeki vesayet mekanizmalarını kırdığımız gibi dünyadaki vesayet mekanizmalarını yıkıp Türkiye'yi bir yıldız haline getirelim diyor
Beğenin ya da beğenmeyin, inanın ya da inanmayın, Erdoğan iddialı bir hedef gösteriyor. Türkiye'ye bir rol ve kimlik biçiyor. Bağımsızlık ve büyüme öneriyor. Mesela, siz büyük bir Türkiye değil, Norveç gibi Avrupa'nın çeperinde rahat bir yaşam hayal edebilirsiniz. Bağımsızlık değil Yunanistan gibi Almanya kontrolünde bir ekonomi, Amerika kontrolünde bir güvenlik tercih ediyor olabilirsiniz. Ama Erdoğan tam tersine zor da olsa kendi ayakları üzerinde durabilen, kendi silahını kendi üretebilen, kendi askeri operasyonlarını kendi milli çıkarlarına uygun olarak yapabilen bağımsız bir Türkiye hayal ediyor. Güçlü ve bağımsız bir ekonomi inşa ederek küresel ekonomik saldırılara karşı ülkeyi güvenli hale getirmek istiyor.
Bunların hepsi siyasi bir tercihtir. Dediğim gibi beğenirseniz birlik çağrısına kulak verirsiniz. Alternatif bir program sunanı görmedim ama beğenmiyorsanız en azından bunun alternatifinin ne olduğunu düşünmenizi öneririm. Eğer bu büyüme ve bağımsızlık hedeflerini önemsiyorsanız ve bunun için mücadele etmeyi zor da olsa kıymetli görüyorsanız Erdoğan, sizi birlik olmaya çağırıyor.
İşin özü budur. Ben toplumun büyük kesiminin bu çağrıyı anladığını ve Erdoğan'la bu hedefin gerçekleştirilebilir olduğuna inandığını düşünüyorum. Ülke siyasetinde başarılanlar, dünya siyasetinde de mümkündür. Yeter ki, hedef ve gayret olsun.