Amerikan Kongresi yine müttefiklik hukukunu hiçe sayan bir adım attı. F-16'ların kullanımını kısıtlayan bir karar aldı. Bazılarımız için hayal kırıklığı olabilir ama toplumun geneli için hiç de öyle değil. Zaten çok uzun süredir birçok konuda buna benzer işler görmedik mi? Sınırımızda terör örgütü destekleyen, Türkiye'ye her türlü yaptırımı uygulamak için fırsat kollayan, darbecileri besleyen, parasını ödediğimiz F-35leri vermeyen ABD'ye güven duymak imkansıza yakın.
Ancak yine de ilişkilerimizi bir şekilde yürütmek zorunda olduğumuz bu süpergüçle çeşitli anlaşmalar yapmak ve bazı alanlarda uzlaşılar üretmek de zorundayız. Tamamen göz ardı etmek doğru değil. Fakat her uzlaşı sağlandığında da ABD'nin düşmanca tavrını bırakacağına dair ümide kapılmamak lazım.
ABD sadece Türkiye'ye karşı değil tüm klasik müttefikleri karşı güvenilmez bir ortak haline dönüştü. Biden'ın Ortadoğu'ya yaptığı ziyaret bakın. Yine gönül alma cinsinden bir seyahat. Ortadoğu'daki devletlere birer mavi boncuk dağıtıp kendi düzenini sürdürmenin peşinde. Suud'un petrol üretimini artırmasını istiyor. Ortadoğu ülkelerini İran karşısında toparlamak istiyor. Ama böyle bir gruba liderlik etmeye de niyeti yok.
Bırakın Ortadoğu'yu Avrupa'daki müttefikleri için bile aynı tavır söz konusu. Bugün Avrupalı devletler hala Amerika'nın fabrika ayarlarına dönmesine hayal ediyor. Fakat ABD Avrupa'yı sahaya sürmeye çalışıyor. Ukrayna'ya bile verilen sözlerin tutulmadığını tahmin edebiliyoruz.
Türkiye zaten ABD'nin bu tavrıyla ilk yüzleşen ülkelerden biri oldu. O nedenle ABD Kongresi'nin böyle bir karar alması kimseyi şaşırtmaz. O nedenle Türkiye bir yandan ABD'ye dair bu gerçekliğin farkında olacak bir yandan da kendi işini kendi görmenin yollarını arayacak. Tek bir kerede beşinci nesil savaş uçağı üretmekten bahsetmiyorum. Tabii ki F-16 ve F-35 gibi ara çözümler için ısrarcı olmakta fayda var. Fakat aklımızdan hiç çıkarmamamız gereken gerçek ise bu teknolojileri ancak kendimiz geliştirdikçe güçleneceğiz.