Herkesin inançları doğal olarak olaylara bakışını şekillendirebilir. İşinize gelmeyen gerçekleri göz ardı edebilir, hoşunuza giden tarafları büyütebilirsiniz. Bunu da bilmeden yaparsanız. Siz çok doğru gibi gelir. Ama aslında gerçekle uzaktan yakından alakası olmayabilir.
Muhalefetin siyaseti okuma biçimi bana hep bunu hatırlatıyor. Parti genel merkezlerinde kendilerine yakın gazetecilerle falan öylesine hikâyeler üretiyorlar ki, daha önceki yanılgılarından hiç ders almamışlar diye düşünürsünüz.
Mesela, erken seçimle ilgili dedikoduları gerçek zannedenlere rastlıyorum. Halbuki bu dedikoduları büyük ihtimalle kendileri üretiyorlar. Sonra da dönüp dolaşıp dedikodu kendilerine gelince gerçek sanıyorlar. Çok geçmeden basitçe akıl yürütseler ve Erdoğan'ın siyaset yapma biçimine dair az çok önyargılarından kurtulup bir değerlendirme yapsalar, Erdoğan'ın ne yapmaya çalıştığını görmeleri o kadar da zor olmaz. Bir ekonomik hikâyeyi yarım bırakıp seçime giden bir Erdoğan fikrini kafalarına nasıl yatırdıklarına şaşırmamak elde değil.
Adaylık konusu da farklı değil. Siyaseti parti genel merkezlerinde ve kulislerde dizayn etmekle o kadar meşguller ki taban siyasetini göz ardı ettiklerinin farkında bile değiller. Büyük hezimetlerle kaybettikleri seçimlerde olduğu gibi yine bu sefer kazanacaklarına dair sarsılmaz bir inançları var.
Kazanacaklarmış da geriye adayı belirlemek kalmış. Adayı da çeşitli ayak oyunlarıyla belirleyip son aylarda milletin önüne ittireceklermiş. Adayın pek de önemi yokmuş. Tuvalet terliğine bile oy vereceklermiş. Bu kafayla giderseniz daha çok oy verirsiniz. Sabahına da kaçacak delik ararsınız.
Israrla bir noktanın altını çizmeye çalışıyorum. Siyaset sadece tavanı dizayn etmekten ibaret değildir. Bu milletin önüne bir siyasi çizgi ve bir lider koymadığınız müddetçe birbirinizi ne kadar başarıyla devirdiğinizin hiçbir önemi yok.
Kılıçdaroğlu önce belediye başkanlarını devre dışı bıraktı. Şimdi de ittifak partnerlerini eğitmeye çalışıyor. Olabilir. Becerebilir. Ama parti siyaseti milletten bu kadar kopuk yapıldığı zaman başarı şansı olmadığını defalarca gördük. Milletin önüne her şeyden önce bir aday ve program koymak zorundasınız. Hele de Erdoğan'a karşı yarışıyorsanız bin defa düşünseniz iyi edersiniz. Demedi demeyin.