Amerikan Başkanı Biden, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile iki saatlik bir görüşme yaptı. Görüşme Çin'in Rusya'ya muhtemel yardımı üzerineydi. Biden'ın Çin'i uyardığı bildiriliyor. Ancak Çin'in ne yanıt verdiği veya tam olarak ne düşündüğü belli değil. Biden bir gazeteciye "iyi bir görüşme oldu" deyip geçmiş. Bu da çok iyi bir görüşme olmadığı anlamına gelecek şekilde yorumlanabilir. Zira hemen bir gün sonrasında Çin, NATO'nun Doğu'ya doğru yayılmaktan vazgeçmesi ve bu konuda garantiler vermesi gerektiğine dair bir açıklama yaptı
Çin şimdiye kadar kendini bağlayacak cinsten bir adım atmadı. Ama ne yöne doğru yaklaşacağı merak konusu. Zira Çin hacminde bir devletin atacağı adım, önümüzdeki uzun yılların en önemli belirleyicilerinden biri olacaktır. Dahası Çin, Amerika'nın kendisine de pek dostça yaklaşmadığını Rusya'dan çok kendisiyle mücadele etmek istediğini biliyor. Bu nedenle bu günlerde en önemli sorulardan birisi Çin'in atacağı adımla ilgili. Eğer Çin, Rusya ile yakınlaşırsa tüm dünya siyaseti uzun ve kamplaşmış bir mücadele dönemine girecektir. Yok eğer sessiz kalmayı sürdürürse yani Rusya'ya destek vermezse sıranın kendisine geleceği de aşikâr.
Bu nedenle Çin için Rusya'nın Avrasya'da Batı ile kapışması nerden bakarsanız bakın önemli bir fırsat. Rusya'nın hızla çökmesi hiç işine gelmez. Bu nedenle Rusya'ya destek vermeyi ciddi biçimde düşünüyor olması gerek. Öte taraftan, Rusya'ya destek vermek Batı dünyasıyla erken bir kopuşa da neden olabilir. Bu ihtimali göz önünde bulunduranlar Çin'in ne yapacağını kestirmek için ticaret ilişkileri, Çin- Rus rekabeti ve Çin kültürü gibi bazı faktörlerin önemine dikkat çekiyor.
Mesela Çin Rusya ile beraber bir kamp oluşturacak hale gelirse Çin'in Batı ile yaptığı ticaret darbe yiyebilir. Çin gibi ihracat temelinde büyümeye dayalı bir ülke için hiç de hoş bir sonuç değil. Bu nedenle Çin'in her koşulda ticari faydasını önceleyeceğini düşünebilirsiniz. Ama çok da emin olmayın. Uluslararası siyaset öyle bir noktaya gelir ki, ticari avantajların hepsi bir kenara bırakılmak zorunda kalır. Dahası Çin Batı'nın Rusya'ya bile aşamalı yaptırım uyguladığını, kendisine böyle bir yaptırım yapılamayacağını bile düşünüyor olabilir. Çünkü Batı ile yapılan ticarette batının da kendisine bağımlı olduğunu düşünebilir. Bu nedenle Çin daha cüretkâr olabilir. Sırf ticaret nedeniyle Rusya'yı desteklemekten çekineceğini çok sanmıyorum. Sadece Çin'in kararını geciktirecektir.
Kimileri Rusya ile Çin arasında Asya'da bir rekabet olduğunu bu nedenle Çin'in Rusya'ya destek vermeyeceğini iddia ediyor. Bu çok doğru değil. Evet, her iki ülke birbirinden tehdit algılıyor olabilir ama asıl güçlü tehdidin nereden geldiğini göremeyecek halde değiller.
Bir de Çin kültürünün agresif bir dış politikadan uzak olduğunu söyleyenler var ki, buna hiç katılamayacağım. Tarihsel bir okuma üzerinden yapılan çok yanlış bir değerlendirme. Çin artık kendisini açıkça küresel bir oyuncu olarak görüyor. Ve diğer ülkelerin ulusal çıkar tanımlamalarından pek farkı yok.
Dolayısıyla Çin'in Rusya'ya yönelik tavrını Batı ile ticaret ilişkilerinin, Rusya ile rekabet meselesinin ya da Çin'in geleneksel dış politika tavrının belirleyeceğini düşünmüyorum. Yeni bir uluslararası düzen var ve Çin'in tavrını asıl bu belirleyecek. Onu da isterseniz yarın ele alalım.