2023 seçimlerinde CHP'nin cumhurbaşkanlığı adaylığı için dört isim konuşuluyor: İlhan Kesici, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu. İlk ikisine dair tartışmalar henüz çok üstü kapalı biçimde yapılıyor ama İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu kavgaya başladı bile diyebilirim.
Kılıçdaroğlu'nun adım adım inşa edilen adaylık sürecine karşı İmamoğlu isyan bayrağını açtı. İstanbul'dan çok Anadolu'yu geziyor. Her şehirde kendisi için karşılama mitingleri yapılıyor. Özenle seçilmiş adreslerde dikkatlice hazırlanmış beyanatlar veriliyor.
Önce Doğu Karadeniz turu, ardından şimdi de Diyarbakır ve Elazığ. Özellikle Diyarbakır'daki programı HDP ile yakın işbirliğini sergileme amacı güdüyordu.
Buna karşılık Kılıçdaroğlu henüz evinden çıkabilmiş değil. Gerçi evin mutfağından çıkmış gibi görünüyor. Bürokratları tehdit ettiği son videosu, çalışma odasında çekilmiş. Olsun! Bu da bir ilerleme sayılabilir.
Bu isimler arasında çekişmenin kamuoyuna yansıyan itişmelerini henüz duymadık. Ama eli kulağındadır diyebilirim. CHP Genel Merkezi şimdilik İmamoğlu'nun gideceği şehirlerde parti teşkilatlarını uyarıyor. Bu anlamda kontrol genel merkezde. Ama İmamoğlu da bunu aşındırmak için uğraşıyor.
Teşkilatlar doğal olarak büyük bir değişim hissi yaşanmadıkça genel merkezin yörüngesinden çıkamaz. Ama o hava bir değişirse ortalık toz duman olur.
Bu zamana kadar Kılıçdaroğlu, parti mekanizmalarını kullanarak kendisine rakip olacak her kim varsa önce itibarsızlaştırdı, sonra da sahneden silmeyi becerdi. Ama İmamoğlu belediye başkanı. Parti genel merkezine sokmasalar bile temsil sorunu yok. Cesareti de buradan geliyor.
Kılıçdaroğlu ise genel merkezin gücüne güveniyor. Kendisi adına gerçek bir liderlik izlenimi yaratabilmek için sürekli en üst perdeden mesajlar veriyor. Kutuplaşmayı körükleyecek tehdit açıklamalarını da bu yüzden yapıyor.
Aslına bakarsanız aday resmi olarak bir an önce belirlense Kılıçdaroğlu çok rahat diğer adayları diskalifiye edebilir. Parti karar alır ve diğer herkes onu takip etmek zorunda kalır. Aday belirleme sürecinin uzaması, genel merkez dışı adaylara alttan alta kampanya yapma fırsatı sunuyor. Ama o da kolay değil. İttifak ortaklarının ikna edilmesi falan gerekecek. Ortaklar da zaten ellerini ovuşturarak bekliyor.
Karşımızda çok ihtiraslı ve çekişmeli bir film var. Hatta bir dizi film bile diyebiliriz. Her gün yeni yeni sahneler izliyoruz. Şimdiden dizinin bazı bölümlerini görmek zor, ama önceki bölümlere dayalı tahminler yürütebiliriz. Bana öyle geliyor ki, bu kavgayı Kılıçdaroğlu kazanır. Aday da olur ama film yine mutlu sonla biter. Seçimi de Erdoğan alır.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz