Muhalefetin üslup sorunu olanca hızıyla devam ediyor. Hatta gün geçtikçe radikalleştiğini söyleyebiliriz. Gündemde ne olduğunun bir önemi yok. Söylemi tahmin edebiliyoruz. "Olmaz, olamaz. Yaptırmayız."
Bunca yıldır köprüye de, tünele de itiraz ettiler. Sıra Kanal İstanbul'da. Ama bu sefer tehdit ve şantaj da devrede. Kılıçdaroğlu şimdi de Kanal inşaatını yapma niyetinde olan firmaları tehdit etmiş. İktidara geleceklermiş. Geldiklerinde Kanal İstanbul'u yapan firmaların paralarını ödemeyeceklermiş.
Tabii bunun için önce iktidara gelmeleri gerekiyor. Hatta ondan önce aday belirlemeleri gerekiyor. O bile ortada yok. Ama tehdit ve şantaj bol.
Akıl alır haller değil bunlar. Ülkenin ikinci partisinin genel başkanı zırnık kadar devlet adabı öğrenmemiş. Devlette devamlılık ilkesinin devleti yaşatan temellerden biri olduğuna dair ufacık bir fikri yok. Hukuk falan hak getire.
Seçmenlerine hesap vermedikleri için desteksiz atmaya o kadar alıştılar ki, artık videolarını izleyerek hükümeti devirmesini bekledikleri mafyacıların dilini kullanır hale geldiler.
HANGİ BELA?
Kılıçdaroğlu'nun seçime dair yaptığı başka bir açıklama da evlere şenlik. Aslında seçim de kazanmak istemiyorlarmış. Ülkeyi Erdoğan "belasından" kurtarmak istiyorlarmış.
Ülkede en az iki insandan birinin oyunu alan Cumhurbaşkanı'na "bela" diye hitap edebiliyorsa, bizim de kendisine aynı üslupta sormamız lazım. İyi de vatandaş Erdoğan'ı "bela" falan olarak görmüyor ki, bunca yıldır her seçimde Erdoğan sizi ezerek seçim kazanıyor. Asıl bela, 10 seçim kaybedip koltuğa yapışan değil mi? Hem de püsküllü bela.
İnsan azıcık düşünür. "Ben ne diyorum?" diye. CHP seçmeni bile kendisinden kurtulmak istiyor. Ama olmuyor. O ise Türkiye'de siyasetin seviyesini düşürme çalışmalarına devam ediyor.
Ortada ülkenin geleceğine dair sundukları tek bir vizyon yok. Varsa yoksa Erdoğan düşmanlığı. Bu sayede küçük partilerinin küçük kralları olarak kalmak yetiyor.
Halbuki anlatsalar da dinlesek. Suriye politikası nasıl olmalı? Terörle mücadelede ne öneriyorlar? Savunma sanayii hakkında nasıl bir atılım planlıyorlar? Ekonomide ne öneriyorlar? Bunları bilmek bizim hakkımız değil mi?
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz