Terörün kökü nasıl kazınıyormuş hep beraber görüyoruz. Kırk yıldır boğuştuğumuz bir terör örgütünün son yıllarda eylem yapma becerisinin düştüğünü uzun zamandır konuşuyorduk ama son gelişmeler bu inanışı daha da perçinledi. Terör örgütleri çaresiz kaldıklarında basit eylemlere yönelmek durumunda kalır ya da aşırı radikal çözümler üretmeye çalışır. Son bir ayın içinde ikisini de gördük.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Amanoslar'daki orman yangınları PKK'nın basit eylem arayışının bir sonucuydu. Sansasyonel saldırılar düzenleme yeteneğini kaybettikleri için en basit taktiklere başvurmak zorunda kaldılar. Orman yakmak ne ciddi bir örgütlenme gerektirir ne de beceri. Şehirlerde bulunan birkaç amatör bile bu işler için görevlendirilebilir. Ancak eylem kendisi basitleştikçe etkisi de zayıflar. Herhangi bir askeri noktaya saldırmak gibi sansasyonel sonuçlar üretmez. Terörün toplumu ürkütme ve provoke etme amacına hizmet etmez. Sadece varlığını koruduğuna dair bir gösterge olarak tercih edilir. Amanoslar'da ormanlar yakılırken ben kabaca bunu düşünüyordum. Ve bunu PKK'nın çaresizliğinin bir göstergesi olarak okudum.
Paramotorlarla Münbiç'ten havalanarak Amanoslar'a terörist indirme çabası bu düşüncenin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Türkiye içinde örgütlenemeyen ve karadan yürüyerek Türkiye sınırını da geçemeyen örgüt aklı sıra yaratıcı çözümler bulmaya çalışıyor. Dört terörist iki paramotorla Amanos Dağları'na atılmış. Muhtemelen ses getirecek bir intihar eylemi planlanıyordu. Ama bu bile hain planlarını gerçekleştirmek için yeterli olmadı. Güvenlik güçleri paramotor girişini başından beri takip etmiş. Gerekli olduğu yerde de müdahaleyi gerçekleştirmiş. Dört terörist de etkisiz hale getirilmiş.
Buradan şu sonuç çıkar. Kuş olup uçsalar da Türkiye'de büyük eylem yapma ihtimalleri çok sınırlı. Güvenlik güçleri hem ülke içini hem de sınırları çok başarılı bir biçimde koruyor.
Bu başarının ardında yatan stratejiyi bundan dört yıl kadar önce Cumhurbaşkanı Erdoğan seslendirmişti. Artık terörle mücadelenin ileri konuşlanma stratejisiyle yapılacağı ve terörün sınır ötesinde vurulacağını duyurmuştu. Arkasından Suriye'de üç kapsamlı askeri operasyon ve Kuzey Irak'ta uzun süredir devam eden Kartal-Pençe operasyonları yapıldı.
Türkiye'nin sınırları en az otuz kilometre boyunca güvenlik altına alındı. Daha önceki yıllarda elini kolunu sallayarak ve bazen de büyük gruplar halinde sınırı geçip saldıran PKK şimdi bunların hiçbirini yapamıyor. Terörle mücadelenin en önemli parçası terörü kökeninde vurmaktır. Bu terörün kökeni de hep dışarıda olmuştur. Sınırlar tutulunca sonuç ortada. Terörün eli ayağı bağlandı. Tüm bu olup bitene rağmen hâlâ "ne işimiz Suriye'de" diyen varsa kendi aklını veya vicdanını bir kontrol etsin derim.