Türkiye Ortadoğu'nun belki de en aktif askeri oyuncusu oldu. Suriye'den Libya'ya kadar askeri operasyonlar yapıyor. Cumhuriyet tarihimizde görmediğimiz bir hareketlilik ve müdahaleler dönemine girdik.
Aslında biraz süreç Türkiye'yi bu yola itti diyebiliriz.
Gerçi Türkiye son 20 yıl boyunca etkinliğini artırmak istiyordu ancak bunu askeri yöntemlerle yapmak durumunda kalmayı tercih etmezdi. Fakat hem Suriye hem Doğu Akdeniz'de kurgulanmak istenen kuşatmaları kırmak için askeri operasyonlardan başka çare yoktu.
Suriye'de ülke sınırını koruma altına alacak koridorun kabası bitti. İnce işçiliği devam edecek. Bu sıralar dikkatlerimiz Libya'da. Altı ay öncesine oranla tüm resim tersine döndü. Türkiye'nin etkin müdahalesi sonrasında Serrac yönetimi Batı Libya'nın büyük çoğunluğunda kontrolü ele geçirdi. Hafter kilit noktaları terk etmek zorunda kaldı. Türkiye çok kritik bir dönemde çok kritik bir askeri başarı daha elde ediyor. NATO bile hizaya geliyor.
Ancak konu askeri operasyonlar olduğunda dikkatli olmakta fayda var. Savaşların hızla değişen doğası vardır. Çok fazla risk barındırır. Bu nedenle bir operasyon başlayınca sürekli ihtiyat uyarıları yapmak âdettendir.
Bu nedenle soranlar oluyor.
Türkiye'nin bu müdahalelerinin sonu ne olacak? Ne kadar orada kalacak? Kalmaktan maksat nedir? Başarının göstergesi nedir? Bu sorulara verilebilecek net bir cevap yok. Zaten böylesi bir ortamda net bir cevap vermeye kalkışmak son derece yanlış olur.
Dünya bir güç boşluğunun içindeyken, kimin ne plan yaptığı belirsizken, Türkiye'nin dogmatik planlara takılıp kalmasını kimse beklemesin. En başta Amerika'nın önümüzdeki yıllarda nasıl bir yol izleyeceğini bilmiyoruz.
Soğuk Savaş sonrası aynı anda iki savaş yapmaya kurgulanmış Amerikan ordusu şimdi tek düşmanla savaşma kurgusuna geçiyor. Bu tek düşman kim olacak? Diğer rakipler bu esnada nasıl bir alan bulacak?
Amerika'nın terörle savaşı bitiyor mu? Dikkatini gerçekten Çin'e çevirecek mi? Rusya'ya nasıl yaklaşacak? Bu Rusya'nın Ortadoğu'daki müdahalelerini nasıl etkileyecek?
Türkiye'nin kendisine daha kesin bir harita yapabilmesi için bu koordinatların belirlenmesi gerek. Bu nedenle o zamana kadar Türkiye alan kontrolünü elden bırakmamak peşinde.
Tehdit altında gördüğü her bölgede askeri operasyon yapabilir ancak bunlar yayılmacı değil savunmacı operasyonlar olacaktır. Boşlukları doldurmak ve oldubittileri engellemek yeterli.
Tahkimat yapıp beklemek lazım. Bu tür geçiş süreçleri hazırlık dönemleridir.
Korkuları abartarak "Türkiye'nin operasyonlarının ucu açık" gibi laflar etmenin bir anlamı yok. Herkesin ucu açık.
Ancak en azından Türkiye şu an itibariyle konumunu yeterince sağlama aldı diyebiliriz. Bakalım zaman ne gösterecek.