Uzun süredir algı operasyonlarına maruz kaldığımız için toplum olarak ciddi bir gerçeklik sorunu yaşıyoruz. Bir yönüyle komplo teorileriyle boğuşuyoruz diğer yönüyle gerçeğin siyasi kutuplaşmaya kurban edildiğini görüyoruz. Tüm dünyada gerçekliğin eğilip büküldüğü ve manipülatif biçimde üretilmeye çalışıldığı bir dönemde ortak bir zemin yaratmak kolay değil.
Ülkemizdeki muhalefet bu havayı çok seviyor. Bilinçli ve kurumsal biçimde yalan üretiyor. Bu yalanlar belli mecralardan sürekli dozajı artırılarak veriliyor. Gettosuna hapsedilmiş muhalif seçmene olmayacak zırvalar pompalanıyor.
Bu bir yönüyle siyasi bir mesele olarak görülebilir. Mantık basit. İktidar arayışı adına öncelikle Erdoğan iktidarına birlik halinde saldırmak ve onu yıkmak gerek. Bu nedenle her türlü yalan ve iftira söylenebilir. Her yol mubahtır.
Ancak hep söylemeye çalışıyorum. Bu sağlıklı bir ruh halinin ürünü değil. Sistematik bir yıkıcılık sadece iktidara değil tüm ülkeye zarar veriyor. Gerçeklik algılara kurban ediliyor. Halbuki bir toplumun ortak bir vizyon sahibi olabilmesi için öncelikle ortak bir dünya okuması olması gerekir. Türkiye'nin gerçeklerine dair asgari bir benzer görüşünüz yoksa ortak gelecek hayaliniz de olmaz.
Her konuda aynı fikre sahip olmak gerekmiyor. Ama bir asgari müşterek gerekir. Ülkenin güvenlik kaygılarına, ekonomik durumuna, dış politikasına, sağlık sektörüne, eğitim politikasına dair bu kadar farklı anlatılar üretildiği müddetçe gerçekten halimizin ne olduğunu görmek mümkün olmuyor. Ekonomide rakamları eğip bükmemek lazım. Türkiye'nin terörle mücadelede geldiği noktayı inkâr etmemek lazım. Sağlık sektöründe Türkiye'yi Uganda ile kıyaslamaya kalkmamak lazım. Aksi takdirde eksiklerimizi görmek bile mümkün olmaz.
Bir şekilde bu sorunu çözmek ve toplumsal gerçekliği kurmak zorundayız. Bu algı yarılmasının ve operasyonlarının farklı düzlemlerdeki sebeplerine eğilmek lazım. Türkiye'deki toplumsal dönüşüm insanlarda ne tür beklentiler veya ne tür hayal kırıklıkları yaratmış? Bunlar insanların Türkiye'yi okumasına nasıl etki etmiş? Siyasi kutuplaşma nasıl rasyonel bir zemine çekilebilir? İnsanların sağlık gibi bir alanı bile siyasallaştırmasının önüne nasıl geçilebilir? Kurumlara olan güven nasıl inşa edilebilir? Yalan üzerine siyaset yapanlar nasıl ifşa edilir?
Bütün bunları çokça tartışmak zorundayız. Ama iki başlık önemli. Birincisi yalanı ve yalancıyı ifşa etmek. İkincisi yalancıdan çok daha doyurucu izahatlar sunmak. Sadece "birileri manipülasyon yapıyor" demekle olmaz. Mücadele etmek gerek.