Artık Rusya ile ortak devriyeler başlıyor. Sınırın on kilometre derinliğinde yapılacak olan devriyeler Türkiye'nin güvenliği için önemli. Bir ay öncesine oranla geldiğimiz noktada Türkiye'nin Suriye'de daha rahat bir konuma geldiğini söyleyebiliriz. Ancak bu çok da sorunsuz bir süreç olmayacak. Benzer bir tecrübeyi Amerikalılarla yaşadık. Amerikan tarafı her seferinde ortak devriye teklifiyle geldi. Önce Münbiç sonra da Fırat'ın doğusunda devriyeler yapılacağı kararlaştırıldı. Ancak bir türlü beklenen ilerleme gerçekleştirilemedi. Zira Amerika bu devriye fikrini vakit kazanmak için gündeme getiriyordu. Asıl amacı hiçbir zaman terörle mücadele veya Suriye'nin toprak bütünlüğü olmadı.
Bu tecrübeden hareketle Rusya'nın da sözünü tutup tutmayacağı konusunda ciddi endişeler doğması anlaşılabilir bir durum. Aynı oyalama taktiği burada da gündeme gelebilir. Fakat Rusya ile yaşadığımız tecrübeler Amerika'dan farklı. İdlib üzerine yapılan müzakereler her zaman başarılı sonuçlar verdi. Zaman zaman krizler doğsa da yönetilemeyecek bir hal almadı. Rusya her seferinde müzakereye açık olduğunu gösterdi. Hiçbir anlaşma tek başına bir tarafın kazandığı bir anlaşma değildir. Rusya ve Türkiye bu ortak anlayış çerçevesinde hareket edebilmeyi becerdi. Aynı yaklaşımın Fırat'ın doğusunda da sergilenmesi mümkün olabilir. Rusya Amerika'dan farklı olarak Suriye'nin toprak bütünlüğü konusunu önceliyor. Bu nedenle muhatabını aldatmak yerine ikna etmek zorunda. Dolayısıyla Türkiye'yi gereksiz şekilde zorlamaya kalktığında tüm sürecin kırılma ihtimalinden çekinecektir. Bu zamana kadar elde edilen kazanımları tek bir kalemde silmek kimsenin işine gelmez. En çok da Rusya'nın rahatsız olacağı bir durumdur.
Tabii bu tür süreçler içinde her türlü sonuca hazırlıklı olmakta fayda var. Rusya daha fazla kazanım elde etme peşine her an düşebilir. O zaman Suriye'deki tüm denklem sarsılacaktır. Veya şimdilik çok muhtemel olmasa da Amerikan tarafı Suriye'de etkinliğini artırmaya kalkışabilir. Bütün bu ihtimaller bütünüyle devre dışı değil. Devre dışı olmasına da pek gerek yok. Aksine Amerika ve Rusya'nın birbirini dengeleyecek halde olması Türkiye'yi memnun edecek sonuçlar doğurabilir. Bu zamana kadar hem Rusya hem Amerika birbirine karşı oldukça dikkatli davrandılar. Birbirlerinin alanlarına müdahil olmamak için ellerinden geleni yaptılar. Ancak şimdi PYD'nin geleceği her ikisinin de karar almasını zorunlu hale getiriyor. Amerika PYD'yi bütünüyle terk etmediği müddetçe PYD Amerika'ya yakın durmayı tercih edecektir. Bu da Rejim'i ve Rusya'yı rahatsız eden bir unsur haline gelebilir. Suriye'de resim hâlâ çok karışık. Ancak Türkiye'nin önü daha açık.
PYD artık sadece Türkiye'nin değil tüm tarafların sorunu haline geldi. Türkiye bu süreci dikkatle yönettiği müddetçe daha iyi sonuçlar alması da mümkündür.