Seçim öncesi HDP'ye hoş görünmek isteyen Kılıçdaroğlu'nun kendisine PYD sorulduğunda nasıl cevap verdiğini hatırlıyor musunuz? Hiç unutmayın. "PYD bize mi saldıracak?" demişti. Evet, öyle oldu. PYD geçtiğimiz hafta bize saldırdı. Şehitler verdik. Birisi sorsun bakalım tekrar Kılıçdaroğlu'na. Şehit Yüzbaşı Celaleddin Özdemir'e kim saldırdı? Kim şehit etti bu gencecik subayı? Ne diyecek, bakalım?
Ben olsam çok utanırım. Bunca olup bitenden sonra şehit cenazelerinde boy göstermeye kalkışmak hiç doğru değil. Özellikle şehidin ailesi gelme derken ısrarla bu tür törenlere gitmek çok daha yanlış.
Kimse kusura bakmasın. Baştan beri aynı şeyi söylüyoruz. Şiddet doğru değil ama vatandaşın şiddet dışı tepkisi de anlaşılmaz bir durum değil. HDP'yle kol kola yürüyeceksiniz. "PYD bize saldırmaz" diyeceksiniz. Sonra da şehit cenazelerine gideceksiniz. Tabii ki gidebilirsiniz ancak protesto edileceğinizi de bilin. En azından milleti huzursuz ettiğinizi bilin.
Hele hele daha yeni bir şehit cenazesinde şiddet eylemi gerçekleşmişken, tekrar şehit cenazelerinde boy göstermek artık bir çeşit provokasyona giriyor. Kılıçdaroğlu bu konuda neden ısrar ediyor? Bir politik tercih yaptı ve bu tercihin sonuçları var. Şiddet olmadan da protesto olabilir. Bu kez Kılıçdaroğlu eğer anlarsa öyle bir tepkiyle karşılaşmış ki, bırakın şehit cenazelerine gidecek hali insan içine çıkacak yüzü kalmaz.
Şehit Yüzbaşı'nın ailesi verilebilecek en doğru ve en etkili tepkiyi vermiş. Kılıçdaroğlu'nun taziyesini kabul etmemiş ve yüzlerini ondan çevirmişler. Görüntüleri izledim. Hadi buna da mı provokasyon diyeceksiniz. Bu insanlara da mı terörist diyeceksiniz? Diyemezsiniz. Bu bir politik tavır değil. Anlayın. Bu insanların en basit duygusu. Oraya buraya çekip meseleyi siyasi bir mesele gibi gösterip algılar üzerinde oynamaya çalışmayın. Çocukları, eşleri veya kardeşleri PKK terör örgütü tarafından şehit edilen bu insanlar sizi cenaze törenlerinde görmek istemiyor olabilir. Zaten büyük acı yaşayan bu insanlara bir acı daha yaşatmayın. Böylesi bir huzursuzluğun kaynağı olmayın. Buna çok basit bir düzenleme getirilir. Ararsınız aileyi. Katılmak için izin istersiniz. Davet edilmiyorsanız gitmeyin ve bu insanların cenaze törenlerine huzursuzluk vermeyin. Bu meseleyi siyasi bir tartışma konusu olmaktan da çıkartın.
Hem HDP'yle seçime gideceksiniz hem de bunun hiçbir toplumsal karşılığı olmasın isteyeceksiniz. İstanbul İl Başkanı'nız teröristlere terörist demeyeceğini açıkça söylerken akrabalarını şehit vermiş insanların sizi cenaze töreninde görmek istememesi gayet normal. Bu da son derece insani bir tavırdır. Kabullenmek istemiyor olabilirsiniz ama bu ülkede HDP'nin bir anlamı vardır. HDP'nin PKK'yla olan ilişkisi vardır. Ve dolayısıyla HDP'ye sırtını yaslamanın da bir sonucu vardır. Siyasi ve toplumsal nezaket adı altında bunu görmezden gelmek zorunda değiliz. Şehit aileleri hiç değil.