Tiran Büyükelçimiz Murat Ahmet Yörük'ün davetlisi olarak Arnavutluk'a geldik. Kendisine ve başta Müsteşar Hakan Cengiz olmak üzere tüm ekibine ilgileri ve çalışmaları nedeniyle teşekkür ederiz. Bu vesileyle çeşitli panel ve toplantılara katıldık. Ve Türkiye üzerine mülakatlar verdik. Böylece Balkanlar'a dair havayı koklama şansımız oldu. Konu Türkiye'nin terörle mücadelesiydi. Bütün örgütlere değindik ama Arnavutluk söz konusu olduğunda odak noktamız daha ziyade FETÖ oldu. Zira FETÖ bu dost ülkede yıllarca etkinlik göstermiş ve maalesef burayı kendisine Balkanlar için bir harekât merkezi olarak seçmiş. Arnavut Hükümeti Türkiye'nin FETÖ konusundaki hassasiyetlerinin farkında. Ve darbe teşebbüsünün hemen ardından Türkiye'ye destek açıklamalarında bulundu. Ancak bu örgütün Arnavutluk içinde hâlâ etkinliğini koruduğunu ve yerini daha da sağlamlaştırma gayretinde olduğunu da söylemek lazım. Her yerde olduğu gibi burada da sinsi bir siyaseti sürdürmeye devam ediyor. Eğitim ve sağlık gibi sektörlerde yaygın varlığını koruyor. Anladığım kadarıyla Türkiye Arnavutluk'tan daha somut tedbirler almasını bekliyor ama bu da biraz vakit alacak gibi.
Tabii bunlar benim kısa bir ziyaret esnasında dışarıdan edindiğim gözlemler. Bu sinsi örgüt kendine güvenli ülkeler yaratıp bu ülkelerde gücünü toplama gayretinde olacaktır. Sadece Arnavutluk'ta değil örgütün böylesi kritik gördüğü tüm ülkelerde Türkiye'nin FETÖ'yle mücadele etmesi gerekecek. Bazı ülkelerde çeşitli istihbarat operasyonları gerçekleştirildi. FETÖcüler tutuklanarak getirildi. Bazılarında okulları kapatıldı. Ancak daha yapılması gereken çok şey var. Malum bu örgüt on yıllarca dünyanın dört bir tarafında yayılma şansı buldu. Bununla mücadele de hem zaman hem de çaba gerektirecek.
Ancak Arnavutluk'ta fark ettiğim bir husus mücadelenin kurgulanışında daha faydalı olabilir. Tabii ki FETÖ'yle her alanda, her yerde ve her türde mücadele vereceğiz. Fakat daha stratejik bölge ve alanlara odaklanmak daha başarılı olur kanaatindeyim. Örgütün kendine harekât merkezi olarak belirlediği ve Türkiye'nin sonuç alma şansının yüksek olduğu ülkelerde mücadeleyi öncelemek gerekebilir. Bu ülkelere dair kaba bir liste yapsanız en başta Amerika, Almanya, Güney Afrika, Arnavutluk ve Kırgızistan gelir. İlk üçünde FETÖ bitmeden dünyanın geri kalanında bitmesi kolay değil. Ancak ilk üçünde sonuç almak sadece Türkiye'nin gayretlerine değil ölçek nedeniyle diğer ülkelerin de gönüllü işbirliğine bağlıdır. Fakat Arnavutluk ve Kırgızistan Türkiye'nin daha kolay ikna edebileceği ülkeler gibi görünüyor. Belki de bu nedenle mücadelenin ağırlığını bu ülkelere kaydırmak daha başarılı sonuçlar üretebilir. Türkiye'nin hem Arnavutluk'u hem de Kırgızistan'ı ikna edebilecek araçları olduğuna inanıyorum. FETÖ buralarda ekonomik, siyasi ve diplomatik baskıya alınırsa çok uzun süre dayanamayacakları tahmin edilebilir. Türkiye gücünün farklı unsurlarını farklı ülkelere yayarsa diğer ülkelerin işi ağırdan almaları ihtimalleri var. Ancak tek bir ülkeyi merkeze alıp mücadeleyi orada tamamladıktan sonra diğer ülkeye yönelmek daha stratejik bir tavır gibi görünüyor. Kurmak istedikleri kenar kaleler düştükçe örgütün merkezi daha da çaresiz hale gelecektir. Kolları kopan bir örgüt Amerika'da güven içinde kalsa bile kullanışlı olmaktan çıkacak, kendini finanse edemeyecek ve etkinliğini yitirdiği için çöküşe geçecektir.