Sadece bizim bölgemiz değil, tüm dünya büyük sarsıntılar geçiriyor. İngiltere'de Brexit sancısı var. AB'den ayrılma kararı aldılar ama bunu nasıl yapacaklarını bilmez haldeler. Hükümet ayrılma planı hazırladı. Dört bakan istifa etti. Böyle bir ayrılık anlaşmasının İngiltere'nin ulusal çıkarlarına uygun olmadığını düşünüyorlar.
Başbakan Teresa May'in planını kimse beğenmedi. AB'ye fazla taviz verildiğini düşünüyorlar. Çünkü plan hem ekonomik yükümlülükler getiriyor hem de İngiltere'nin AB'den bütünüyle kopmasını engelliyor. Bu nedenle de İngiltere hem Avrupa'nın nimetlerinden faydalanmıyor hem de külfetlerine katlanacakmış gibi bir görüntü çıkıyor. Özellikle Kuzey İrlanda meselesi çözülebilir gibi durmuyor.
Hükümetin planı şimdi Parlamento'da oylanacak. Genel kanaat onay alamayacağı yönünde. May hükümetini zor günler bekliyor. Eğer Parlamento'dan onay çıkmazsa bir ay içinde yeni bir planla gelmesi lazım. Ancak bir ay içinde yeni bir planın çıkmasını da kimse beklemiyor. O zaman geriye iki sonuç kalır.
Ya May hükümeti düşer ya da devam etse bile "anlaşmasız ayrılık" mecburiyeti doğar. Anlaşmasız ayrılık demek 29 Mart 2019'da İngiltere'nin öyle ya da böyle AB'den ayrılması demek. Çünkü referandum sonucuna göre bu tarihte ayrılma sürecinin başlaması gerekiyor. Eğer bir plan ortaya çıkmaz veya İngiltere kendi kabul ettiği bir planı AB'ye kabul ettiremezse o zaman anlaşma olmadan kopma gündeme gelecek.
Bu durumu da ne İngiltere ne de diğer Avrupa ülkeleri arzu ediyor. İngiltere tüm AB ile ilişkileri aniden koparmış olacak ve hazırlık süreci olmadan ortalık karışacak. O zaman ayrılış sürecinin yükümlülüklerini yerine getirmek istemeyecek. AB ise tedirgin. İngiltere aniden kopar ve yükümlülükleri yerine getirmezse bu AB'nin prestiji ve varlığı adına büyük darbe olur. Ayrılma ihtimali doğabilecek diğer ülkeler için de kötü bir örnek haline gelir. Bu nedenle Fransa ve Almanya başta olmak üzere AB'ye sahip çıkan ülkeler böyle bir ayrılışa şiddetle karşı. Ancak taviz de verecek gibi durmuyorlar. Çünkü taviz de benzeri teşvikler yaratabilir.
Anlaşmasız ayrılık durumunda AB için tek seçenek kalır. İngiltere'ye karşı yaptırım kararı almak. Bu da bambaşka bir dünyaya adım atmak anlamına gelir. AB'nin böyle bir yaptırımı sürdürebilme kapasitesi zaten tartışma konusu. Ama taviz verildiğinde de hayati bir sorun doğabilir. Brexit kötü bir örnek oluşturabilir. Ama şu çok açık. AB uygun adım bir krize doğru gidiyor. ABD'nin zaten artık destek vermediği ve korumadığı AB güvenlikten siyasete her alan sıkıntılı.
İngiltere'nin ayrılması Fransa'yı tek askeri güç yapıyor. Almanlar bunu kabul edecek mi? Ama bir Avrupa ordusu kurulma fikri de kimsenin aklına yatmıyor. En başarılı oldukları dönemde bile kuramadıkları bir orduyu bugün kurmaları mümkün değil. Almanya kendi başına silahlanmaya kalksa bunu da Fransa kabul etmeyecek. O zaman ABD'nin yokluğunda Almanya için Rusya faktörü daha fazla devreye girebilir. Alman Rus yakınlaşması kimseyi şaşırtmasın. Bunun da geri dönülemez sonuçları olur.
Şimdilik bunlar herkese uzak ihtimal gibi gelebilir. Ancak Avrupa bu atalet halini sürdürürse o krizli günler göz açıp kapayıncaya kadar kapıya dayanacaktır.