Gerçek böyledir. Gün gelir çıkar ortaya. Herkes beklemeyi bırakabilir. Ancak o kendini dayatmaktan vazgeçmez. Sahtekârlar, yalancılar, düzenbazlar hep aksini hayal eder. Bu sefer gizli kalabileceğini umar.
Ama gün gelir hesap döner. "Kim zerre miktarı hayır yapmışsa karşılığını görür.
Kim de zerre miktarı kötülük işlemişse o da karşılığını görür." İman edenler işte buna inanır.
Bunu bekler.
Gerçek kendini dayattığında kötülük edenlerin planları başlarına geçer.
Hesaplar bozulur. Kurgular çöker.
Bazen gerçek şok eder.
Sürpriz yapar.
Beklenmedik bir anda çıkar ortaya.
O zaman kimileri için ferahlık vardır. Kimileri ise saklanacak delik arar.
Yıl 2013. Türkiye hedefe konulmuş.
Tek bir taraftan değil. Dört bir taraftan.
Reyhanlı'da korkunç bir bomba patlatıldı.
52 insanımız katledildi. Türkiye'deki fay hatlarını kırmak için yapılan bu saldırının ardında Suriye Muhaberatı olduğu çok belliydi. Türkiye içindeki uzantılarını kullanan katil Esed rejimi kendi içindeki savaşı Türkiye'ye ihraç etmeyi denedi.
Ancak maalesef bu kadar hain ve bu kadar açık bir saldırıda bile saptırma işine girişenler oldu. Esed'in içerideki uzantıları sadece bombacı katiller değil.
Sözcüleri de var. Yazdılar. Çizdiler.
"Esed yapmamıştır" demeye getirdiler.
Başka "olağan şüphelileri" suçladılar.
Kafa karıştırmak için ellerinden geleni yaptılar. Şimdi gerçek çıktı ortaya. Esed'in katili ensesinden yakalanıp getirildi ülkeye. Katil kameralar önünde itiraf etti suçunu ve Esed'den emir aldığını... Esed'in sözcüleri ise şimdi saklanacak delik arıyor.
Maalesef ülkemizde her türlü örgütün ve her türlü devletin sözcüsü var. Esedcisi, Rusçusu, İrancısı, Amerikancısı, Almancısı ve diğerleri.
Kimilerinin tek derdi Esed'i kurtartmak.
Türkiye'nin durduk yere ve karşılıksız olarak Esed'i tanımasını istiyor.
Kimileri Amerika'nın ne kadar kötü bir aktör olduğunu anlatarak Türkiye'yi Rusya'nın kucağına itmeye çalışıyor.
Amerikancılar sırf S-400 alıyoruz diye ağlamaklı hale geldi.
En son ülkedeki Barzanicilerin hoyratlığını ve küstahlığını görünce çok net çıktı ortaya. Bunlarla mücadele etmeli.
Ülkede yerli ve milli siyaset kavramını yaymak birinci öncelik olmalı. Bu kavramı alaya almaya yönelik tüm çabalara rağmen bunu yapmalı. Yerlilik ve millilik hikmeti hükümettir.
Devletin ulusal çıkarıdır. Sizin alaya alabileceğiniz bir kavram değil, yüzyıllardır tüm büyük güçlerin peşinden gittiği bir siyasettir. Alışacaksınız artık Türkiye'nin Türkiye için Türkiye'den yönetilmesine.
Yalanlarınız tek tek çıkacak ortaya.
Çünkü yerli ve milli siyaset üretebilen bir Türkiye daha güçlü ve bağımsız olacak.
Kendi imkânlarıyla Esed'in kalesi Lazkiye'den Esed'in katillerini toplayıp gelecek. Dünyanın dört bir tarafından FETÖ'cü hainleri paketleyecek. Sınır ötesinde PKK'yı vuracak.
Gerçekçilik ulusal çıkara sahip çıkmaktır. Ulusal çıkar otonomiyi kurmaktır. Otonomiyi kurmak ise yerli ve milli imkânlarla olur. İşte o zaman tuzak kuranların tuzakları başlarına geçer.