Antibiyotik kullanımında Türkiye maalesef birinci sırada yer alıyor. Oysaki antibiyotiklerin asıl kullanım amacı, antibiyotik tedavisinin gerekli olduğu durumlarda hasta için uygun olan ilacın belirlenip uygun dozda ve doğru uygulama yoluyla kullanılması olmalıdır. 12-18 Kasım Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası sebebiyle gereksiz ya da yanlış kullanım sonucu artan antibiyotik direncine dikkat çekmekte fayda olduğunu düşünüyorum.
DOKTOR ÖNERMELİ
Bir kişide antibiyotik kullanılması veya farklı tarzdaki antibiyotiklerin seçilmesi gerekli olan durumlarda, öncelikle bir kültür sonucuna ihtiyaç vardır. Sadece kültür de yetmez, hangi mikrobun varlığı tespit edilirse ona yönelik bir antibiyotik kullanmak da yeterli değildir. Artık kültür sonuçlarına göre antibiyogramlar da yapılıyor. Biliyoruz ki bakteriler ve tüm mikrobiyel aile, her geçen gün bizim bilinçsiz kullandığımız antibiyotikler sayesinde kendilerini geliştiriyor ve günün sonunda artık dirençli hale geliyorlar. Biz, bakterilerin dirençsiz oldukları veya duyarlı oldukları antibiyotikleri seçmek adına antibiyogram testlerini yapıyoruz. Dolayısıyla bir antibiyotiğin düzenli kullanılması için en başta bir enfeksiyon varlığı şart. Enfeksiyona sebebiyet veren ajanın bulunması ve o ajanın duyarlı olduğu antibiyotiklerin bulunup ona göre tedavinin doğru zamanda, kültürler temizlenene kadar yapılması gerekir. Antibiyotik tedavisinde 'İyileştim, ilacı üç günde bıraktım' söylemi, yaptığımız en büyük hatalardandır. Kuvvetli bir antibiyotik kullanıyorsak bile kürün tamamını bitirmemiz lazım. Eğer tedavi yarıda kalırsa; siz, bakterinin sizden sonraki nesle daha güçlenmiş halde kalmasını sağlamış olursunuz.
HAZIR GIDA TÜKETMEYİN GÜNDE 10 BİN ADIM ATIN
HASTALANMAMAK ve antibiyotik kullanmamak için güçlü bir bağışıklık sistemine ihtiyacımız var. Öncelikle aldığınız besinlere dikkat edin ve mümkün olduğunca stresten uzak durun. Bağışıklık sistemimizi güçlendirmekle alakalı önerilerim ise şöyle:
Mevsim meyve ve sebzeleri, bağışıklığı güçlendirmenizde en büyük yardımcınızdır.
Sağlıklı bir gelişim ve yaşam için özellikle çocukluk döneminden itibaren balık yeme alışkanlığının kazanılması gerekmektedir.
Tek tip beslenmek yerine dengeli beslenmeyi hayat felsefeniz haline getirin.
Uzun süre aç kalmak, bağışıklığınızı zayıflatır. Güne mutlaka sağlıklı bir kahvaltı ile başlayın ve ana öğünlerinizi atlamayın.
Hazır gıdalar tüketmeyin.
Hayatınızdan hareketi eksik etmeyin. Günde 10 bin adım atın.
Günde en az altı saat uyuyun.
Bulaşıcı hastalıklardan korunmak için ilk kural, ellerinizi sıklıkla yıkamaktır.
Vitamin takviyesi almak yerine meyvenin kendisini yiyin.
Günde en az iki litre su içmek, besinlerin hücrelere nüfuz etmesi ve atıkların boşaltılması için yeterli ve gereklidir.