Şeker, bundan asırlar önce keşfedildi. Şeker kamışının tadına bakan ilk insanlar için şeker, muson yağmurlarının geçmesini beklerken kemirilecek bir şeydi. Yaşanan savaş ve göçlerle dünyaya yayıldı ve gittiği topraklarda çaya ya da kahveye eklenmeye başlandı. Tatlı tadı çok sevildi ve günlük hayata hızlı bir giriş yaptı. Ancak dünyanın büyük bölümünde uzun süre ithal edilmesi zorunlu bir besin olan şeker kamışı, sadece zenginlerin sofralarında yer bulabildi. Hatta şekerli kahve ya da çay ikram etmek, zenginlik emaresiydi. Neredeyse bağımlılık yapan şekeri elde etmenin daha ucuz yollarını arayan insanoğlu, yıllar süren çabasının neticesini aldı ve şeker, kolay elde edilen bir hal aldı. Böylece mamulleri daha çok satsın isteyen üreticiler, hemen hemen her şeyin içine şeker eklemeye başladı. Bilimadamları, insanların hızla kilo almaya başlamaları, obeziteye bağlı hastalıkların görülme sıklığında yaşanan artış ve benzer sebeplerle neden kilo aldığımıza dair araştırmalar yapmaya başladılar. Araştırmalar detaylandıkça şekerin masum bir şey olmadığı ortaya çıkmaya başladı. Ancak birçoğumuz için geç kalındı. Çünkü dünya genelinde milyonlarca insan artık şeker bağımlısı. Her kötü alışkanlıktan olduğu gibi şeker bağımlılığından da kurtulmak gerekir. Özellikle kadınlar, moralleri bozuk olduğunda hemen şeker yemek isterler ve tatlı bir şeyler yemenin onları sakinleştirdiğini söylerler. Peki bunu bilimsel bir temele dayandırmak mümkün mü? Şeker yediğimizde beynimiz haz duymamıza neden olan dopamin adlı hormonu salgılar. Bunun neticesinde daha çok şeker yemek isteriz. Yapılan araştırmalar; eroin, morfin ve şekerin insan beyninde aynı reseptörleri harekete geçirdiğini gösteriyor. Şeker tüketmenin tek zararı kilo almak değildir. Yapılan son araştırmalar şekerin; böbrek hasarı, kalp hastalığı ve hatta kanser riskini artırarak en çok korktuğunuz hastalıklarla bağlantılı olduğunu gösterdi. Peki, şeker bağımlılığından kurtulmak için neler yapabilirsiniz?
VİTAMİN B3 İNSÜLİNİN KANDAKİ GLUKOZUNU DÜZENLER
Krom polinikotinat, niasine bağlı kromdur (Vitamin B3). Krom, insülinin kandaki glukozu düzenlemesinde önemli bir rol oynar ve enerji üretiminde görev alır. Krom polinikotinat kan şekeri fırlamasını ve birden düşmesini önler. Günde bir kere herhangi bir öğünden önce 200 mikrogram alarak tatlı krizlerini önleyebilirsiniz.
KURU MEYVE TÜKETİN
Meyvede doğal şeker bulunur. Kurutulmuş ya da taze meyve tüketerek tat alıcılarınızı tatlı yediğinize ikna edebilir daha doğrusu kandırabilirsiniz. Canınız şeker istediğinde pasta ya da şekerlemedense meyve yemeye çalışın. Şeker ilave etmeden hazırlayabileceğiniz marmelat ya da meyve suları da tatlı krizlerinde imdadınıza yetişebilir.
MEYVE SUYUNA MADEN SUYU EKLEYEREK İÇİN
Meyve şekerinden faydalanın derken kast ettiğim; meyvenin kendisidir, meyve suyu değil. Bir bardak meyve suyu elde etmek için en az üç-dört meyve kullanmak gerekir oysa dilimleyerek yediğinizde, en fazla iki adet yiyebilirsiniz. Aynı tatmine ulaşır ancak daha az meyve şekeri alırsınız. Son yıllarda özellikle hazır meyve sularının insan sağlığı açısından ne gibi zararları olduğunu anlatan araştırmalar yayınlanmaya başlandı. Eğer meyve sularından vazgeçemiyorsanız, tüketiminizi yarılayın ve kalan kısma maden suyu eklemeyi deneyin. Tükettiğiniz şekerli içecek miktarını azaltmaya devam ettiğinizde onları özlemeyeceğinizi göreceksiniz.
FISTIK EZMESİ VE ÇİKOLATA KOMBİNASYONU
Bu lezzetli ikili en ağır tatlı krizini bile giderecektir. Bir bar bitter çikolatayı eritin ve bir organik fıstık ezmesi kavanozuna dökün. Buzdolabında bekleterek soğumasını ve tatların karışmasını sağlayın. Tatlı kriziniz geldiğinde bir kaşık tüketin. Dolu dolu bir kaşıkta 4.5 gram şeker bulunur. Bunu 30 gram şeker içeren çikolatalı kekinizle kıyaslayın ve şeker bağımlılığınızdan sağlıklı çözümlerle kurtulma yolunda emin adımlarla ilerleyin.
ŞEKER YERİNE HURMA ŞURUBU
Çok sevdiğiniz bazı tarifler vardır ki vazgeçemezsiniz. Bu gibi durumlarda tarifte kullandığınız malzemeleri alternatifleriyle değiştirmeyi deneyin. Sağlığa faydaları saymakla bitmeyen hurma şurubu (doğal hurma şurubunu hazır halde bulabilirsiniz) ve bal; tariflerinizden çıkardığınız şekere alternatif olabilir.
MEYVENİN SUYUNU İÇMEYİN POSASIYLA BİRLİKTE TÜKETİN
Tamamı karaciğerde kullanılan tek şeker früktoz, yani meyve şekeridir. Meyve suyu kolesterole neden olur. Portakalı sıkıp içindeki posayı kaldırdığınızda, geriye sadece sıvı şeker kalıyor. İşte o karaciğer yağlandırıyor ve zarar veriyor. Meyvenin sadece şekeri tüketildiğinde vücuda zarar veriyor. Meyvelerin sıkılmasıyla birlikte içeriğindeki posa çöpe atılıyor. Bu bir tek portakal için değil, vişne suyu da böyle, şeftali suyu da; yani hepsi böyle. İçindeki posayı uzaklaştırdığınızda geriye sadece sıvı şeker kalıyor. İşte o karaciğerinize zarar veriyor ve karaciğerinizi yağlandırıyor. sadece şekerini almayın Portakalın kendisini yiyebilirsiniz, portakalın kendisinde sorun yok... Elmanın kendisinde sorun yok, şeftalinin de kendisinde sorun yok. Çünkü siz ne zaman posasını ayırırsanız, o zaman sadece içindeki suyu alırsınız. Bu, sadece sıvı şeker aldınız demektir. Sıvı şekerin de tamamı karaciğere gideceği için karaciğerde şekerden yağ üretim mekanizması harekete geçecek ve bedeninize zarar vereceksiniz. Kilo alacaksınız ve veremeyeceksiniz. Kolesterol, kolesterol diye bağırıyoruz ya işte o kolesterolü içtiğiniz meyve suları yapıyor; meyve suyunu asla tüketmemek lazım.