'İnsan zerreden meydana gelir' desek, yanlış bir ifade kullanmış olmayız diye düşünüyorum. Zerreden başlayan ve dokuz ay süren yaşama hazırlık süresinin her anı başlı başına bir mucizedir. Bu mucizevi serüven; doğumla sona ermez, anne sütüyle devam eder. Bebeğinizin ihtiyacına göre hal değiştiren bu harikulade sıvı, bilimadamları tarafından çeşitli yöntemlerle araştırılmış ve her defasında hayranlık uyandıran sonuçlara varılmış. Hayata gözlerini açtığı andan itibaren savunmasız durumda olan bebekler için ilk altı ay (en az) anne sütü almak, hayatta kalmak için gereken en önemli kaynaktır. Peki, nedir bu anne sütü ve nelerden oluşur?
PREMATÜRE BEBEKLERE FARKLI SÜT
Anne sütünün içeriği; verildiği döneme, annenin beslenme durumuna ve bebeğin doğum zamanına göre değişiklik gösterir. Prematüre doğan bir bebeğin ihtiyaçları vaktinde doğan bir bebekten farklıdır. Araştırmalar; prematüre doğan bebeklerin annelerinden gelen sütün, diğer annelerinkinden farklı olduğunu gösteriyor. Bu gibi örnekler, anne sütünün nasıl bir mucize olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. İlk yedi gün anne memesinden gelen süte, kolostrum adı verilir. 'Altın suyu' olarak da tanımlanan sarımsı renkte ve koyu kıvamdaki bu süt; özellikle protein, mineral ve vitamin bakımından zengindir. Sarımsı renk, yüksek beta karoten düzeyinden kaynaklanmaktadır. Yapılan araştırmalara göre; kolostrumdaki proteinler, bebeği hastalıklara karşı koruyucu antikorlar (özellikle IgA) ve bağırsak epitelinin direncini artırıcı maddeler içerir. Doğumdan hemen sonra yeni doğana ilk besin olarak kolostrumun verilmesi, bebeğin dış ortamdaki patojen bakterilere karşı korunmasını sağlar. Doğumdan sonra damla damla çok az miktarda gelen bu sütün miktarı, bebek emdikçe artmaktadır. Halk arasında 'ağız sütü' olarak tanımlanan kolostrumun enerji içeriği, 67 kcal/100 ml'dir. Özellikle ilk altı aylık dönemde başka hiçbir takviyeye ihtiyaç duymadan bebeğin beslenmesi için anne sütü tek başına yeterlidir. Su da bu takviyelerden biridir. Özel durumlar ya da doktor tavsiyesi dışında bebeğe su verilmesine gerek yoktur. Anne sütünün içinde bulunan yararlı maddeleri şöyle sıralayabiliriz:
PROTEİNLER: Anne sütünde dokuz protein fraksiyonu bulunur ve protein yapı taşları, yani aminoasitler yüksek orandadır.
KARBONHİDRATLAR: Anne sütünde bulunan karbonhidrat, süt şekeri yani laktozdur. Laktoz, bebeğin kan şekerinin düzenlenmesinde önemli rol oynar. Ayrıca kalsiyum emilimini kuvvetlendirici etkisi vardır. Laktozun galaktoz kısmı, yağlarla bileşik yapıp bebeğin beyin dokusu gelişimini sağlar. Laktoz aynı zamanda bağırsaktaki zararlı olmayan mikroorganizmaların çoğalmasına neden olur (prebiyotik etki). Bu da bağırsak enfeksiyonlarını, belirgin oranda azaltır.
YAĞLAR: Yağlar, yeni doğan bebekler için enerji kaynağıdır. Beyin gelişimi için yağ asidine ihtiyacı olan bebekler bu yağ asitlerini anne sütünden temin ederler. Bebekler için yağ, çok önemlidir. Beyin ve sinir sistemi gelişiminin yanı sıra gözdeki retina fonksiyonları için gerekli olan doymamış yağ asitleri de anne sütünde bulunur.
MİNERALLER: Anne sütünde; potasyum, sodyum, kalsiyum ve çinko bulunur. Bu minerallerin tamamı bebeğin ihtiyacına göre şekillenir ve gelişim sürecindeki yerini alır.
ENZİMLER: Anne sütünde sindirime yardım eden 20'den fazla enzim vardır. Bu maddelerin bir kısmı bebekte sindirimi kolaylaştırırken bir kısmı hücresel düzeyde, mikropların vücutta etkisiz hale getirilmesi sırasında destek sağlar.
ANNE SÜTÜ HASTALIKLARI ÖNLÜYOR
Yapılan araştırmalar; anne sütüyle beslenen çocukların, ileri yaşlarında diğer çocuklara göre çok daha sağlıklı olduklarını gösteriyor. Anne sütüyle beslenen bebeklerde; üst solunum yolu enfeksiyonları, orta kulak iltihabı, zatürre ve ishal riski diğerlerine göre daha düşüktür. Ayrıca obezite ve koroner arter hastalık riski anne sütüyle beslenen çocuklarda, diğerlerine göre daha azdır. Anne sütündeki uzun zincirli yağ asitleri sayesinde algılama, tanıma yetenekleri diğerlerine göre daha iyidir. Ayrıca zeka yaşları daha ileridir ve nörolojik açıdan daha gelişmiş durumdadırlar. Ağız ve çene yapısı daha düzgün, diş çürükleri daha azdır. Altı aydan fazla anne sütü alan bebeklerde lenf tümörlerinin görülme ihtimali daha azdır. Bir yıldan fazla anne sütü alan bebeklerde diyabet riski neredeyse yarı yarıya düşer.
EMZİRMEKTEN ASLA VAZGEÇMEYİN
Son yıllarda kadınların çalışma hayatında daha fazla var olmaları sebebiyle anne sütü verilme oranında azalma söz konusu. Bebeklerini mutlaka anne sütüyle beslemek isteyen hassas anneler, sütlerini sağarak uygun koşullarda saklama ve biberonla besleme yöntemini tercih ediyorlar. Peki anne sütü nasıl saklanmalı? Bu konuda uygulamadan uygulamaya farklılıklar söz konusudur. Ancak sıklıkla karşımıza çıkan bir tavsiyeden bahsedebiliriz. Anne sütü sağıldıktan sonra oda sıcaklığında üç saat, buzdolabında üç gün, derin dondurucuda ise üç ay saklanabilir. Bu konuda doktorunuza danışabilirsiniz.