İşitme, insan hayatındaki en önemli duyulardan biridir. Buna rağmen şiddetli ağrılar yaşayana kadar hep ihmal edilir. Oysa dayanılması güç kulak ağrılarının sayısız sebepleri arasında, kalıcı hasar bırakma ihtimali olanlar da vardır. Bu sebeple kulak sağlığımıza önem vermeli ve sağlıklı kalması için ona zaman ayırmalıyız. Kulak da tıpkı diğer organlar gibi muhteşem bir sisteme sahiptir. Kabaca tarif edildiğinde üç kısımdan oluşur: Dış kulak, orta kulak ve iç kulak. Bu kısımların her biri birbirleriyle bağlantılıdır. Dış kulak, dışarıdan baktığımızda gördüğümüz, içeriye doğru bir kanalın uzanmaya başlamasıyla son bulan bölümdür. Kulak zarı bu kanalın sonunda yer alır ve dış kulak ile orta kulağı birbirinden ayırır. Örs, çekiç ve üzengi adı verilen kemikçikler, orta kulakta yer alır ve sesin iç kulağa iletilmesinde görev alır. İç kulakta, sese son derece hassas hücre ve beyne giden işitme sinirleri yer alır. Ses, kulağa titreşim ve ses dalgaları halinde gelir. Sesin ilk çarptığı yer kulak zarıdır ve burada meydana getirdiği titreşim, orta kulakta bulunan kemikçiklerce hissedilir, böylece ses iç kulakta fark edilir ve buradaki işitme sinirince algılanır. Ardından sinir uyarıları haline dönüşerek beyne gider. En basit tarifiyle işitme böyle gerçekleşir. Son derece hassas bir sistemle çalışan kulak, sadece işitmekle değil aynı zamanda vücudun dengede durmasıyla da yakından ilgilidir. Yaz aylarının gelmesiyle birlikte, basınç değişikliğine sebep olan uçak yolculukları, deniz ve havuzlarda yaşanan kulağa su kaçma vakaları ve maruz kalınan yüksek ses sebebiyle gelişen kulak hastalıklarında artış görülüyor.
UÇAK YOL CULUĞUNUN KULAĞA ETKİLERİ
Yaz aylarında uçak yolculuklarında ciddi bir artış oldu. Uçak yolculuğu sırasında yaşanan basınç farklılıkları birçok kişi için kabus gibi saatler geçirmek anlamına gelir. Orta kulakta meydana gelen basınç değişikliğine bağlı sıkışma ve benzer durumlar, şiddetli kulak ağrısından işitme kaybına kadar birçok önemli duruma neden olabilir. Yapılan araştırmalar, uçak yolculuğu esnasında kulak problemi yaşayanların sayısının hiç de az olmadığını gösterdi. Araştırma sonuçlarına göre, çocukların 3/2'si, yetişkinlerinse hemen hemen yarısı hayatı boyunca bir kez olsun uçak yolculuğuna bağlı kulak ağrısı yaşamış. Özellikle uzun uçak yolculuklarında basit yöntemler uygulayarak yolculuğunuzun rahat geçmesini sağlayabilirsiniz. Peki çoğu zaman dayanılmaz olan, hatta bazen hasar bırakan bu ağrılar, neden olur? Östaki borusu adı verilen kanal, burnun arka tarafından başlayarak geniz ile orta kulak arasındaki bağlantıyı sağlamakla görevlidir. Östaki borusu, hava akımını sağlayarak orta kulağın dış ortamda gerçekleşen basınç değişikliklerine uyum sağlamasına yardım eder.
ORTA KULAKTA KAN BİRİKEBİLİR
Orta kulak basıncı, uçak inişe geçtiğinde hızla düşmeye başlar. Orta kulakta meydana gelen hızlı basınç düşmesi, iç kulak zarının orta kulağa yani içe doğru çekilmeye başlaması demektir. Bu durum yaşanırken östaki borusu, vazifesini gerektiği gibi yapamazsa orta kulakta sıvı ve kan birikmesi meydana gelebilir. Bazı durumlarda, zincirleme olaylar gelişerek kulak zarı delinmesine kadar gidebilir. Basınç değişikliğine bağlı orta kulak problemleri; şiddetli kulak ağrısı, baş dönmesi, işitme kaybı gibi durumlarla sonuçlanabilir. Eminim birçoğunuz uçak iniş ve kalkışı esnasında sakız çiğnemek ya da ağzımızı açıp kapatmak gerektiğini duymuşsunuzdur. Bu hareketler, östaki borusunu açarak gerekli basınç dengesini sağlamaya yarar. Orta kulağa hava akımını sağlayan yapılar, yutkunma hareketinden etkilenerek basınç dengesinin sağlanmasına yardımcı olurlar. Bu sebeple iniş ve kalkış esnasında su içmek, uzmanlar tarafından tavsiye edilen yöntemlerden biridir. Grip ya da nezle olanlar, hamileler ve hali hazırda kulak problemi yaşayanlar, uçak yolculuğundan önce mutlaka bir uzmana gitmeliler çünkü bu basit hareketler, onlar için yetersiz olabilir.
YÜKSEK SESİN KULAK ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Devamlı yüksek sese maruz kalındığında, işitmeyle doğrudan ilgisi olan iç kulaktaki sinir hücrelerinde tahribat meydana gelir. Yüksek sese maruz kalındığında tahribata uğrayan hücreler, durumun devam etmesi neticesinde ölürler.
SİNİR HÜCRELERİ ÖLÜRSE HER ŞEY BİTER
Ölen sinir hücreleri içinse her şey bitmiş demektir çünkü bu durumun geri dönüşü yoktur. Peki ses, hangi düzeyde iken tehlike oluşturur? Sese olan hassasiyet kişiden kişiye değişiklik gösterir. Ancak herkes için ortak sayılabilecek bazı noktalar vardır. Örneğin, kendi sesinizi duymak için bağırmanız gerekiyorsa, gürültü kulağınızda ağrıya sebep oluyorsa, çınlama başladıysa ve gürültü kesildikten sonra -geçici de olsa- işitme kaybı yaşıyorsanız; maruz kaldığınız sesin şiddeti sinir hücrelerinize zarar verecek seviyede demektir. Bunu fark ettiğinizde ortamdan uzaklaşamıyorsanız, kulağınızı pamuk ve benzer bir maddeyle tıkamak fayda sağlayacaktır. Sesin yoğunluk ve şiddeti; desibel, sesin saniyedeki titreşim sayısı ise frekans olarak ifade edilir. Uzmanlar, insan sağlığı için tehlikeli sınırın 85 desibel olduğunu söylüyor. Tehlikeli seviyedeki sese maruz kalma süresi, bırakacağı hasarla da doğru orantılıdır.
KULAĞINIZA SU KAÇARSA NE OLUR?
Özellikle çocuklar, kendilerini yeterince koruyamadıklarından sıklıkla kulaklarına su kaçırırlar. Peki kulağa su kaçarsa ne olur? Kulak, sadece işitme duyusu olarak vazife görmez. Aynı zamanda vücudun dengede durmasını sağlamakla da görevlidir. Bu sebeple kulağa giren herhangi bir yabancı cisim, en kısa zamanda çıkarılmalıdır. Kulağa su kaçması, en sık karşılaşılan durumlardan biridir. Fark edilmemesi imkansız bu durumun ilk belirtisi şiddetli ağrıdır. Sonrasında işitme kaybı, hatta iltihaplanmaya kadar gidebilir. Kişi bunu hissettiğinde, başını önce su kaçmayan tarafa sonra da su kaçan kulağın olduğu tarafa doğru hızlı ve hafif sert bir şekilde sallamalıdır. Bu yöntem işe yaramadıysa su kaçan kulak aşağıda kalacak şekilde uzanmalı ve yer çekiminin de etkisiyle sıvının dışarı çıkmasını beklemelidir. Daha önce kulak problemi olanlar ve kulak zarı delik olanlar için durum daha ciddidir ve sıvının orta kulağa inmesi çok daha kolaydır. Bu kişiler mutlaka kulak tıpası kullanmalıdır.