Üç gündür gazetelere ve televizyon ekranlarına bakamıyorum. Anadolu Ajansı'nın çok başarılı bir gazetecilik örneği vererek ele geçirdiği fotoğrafları görünce içim sızlıyor; insanlığımdan utanıyorum.
Fotoğrafların Esad'ın işkencecilerinden elde edildiği anlaşılıyor. Eli kanlı katil diktatörün Dışişleri Bakanı ne kadar inkâr ederse etsin, uzmanlar fotoğrafların tamamının da tahrif edilmemiş gerçek çekimler olduğunu tespit etmiş bulunuyorlar.
2. Dünya Savaşı sırasındaki Yahudi Soykırımı'ndan ve Bosna'daki Srebrenitza soykırımından sonra, insanlıktan nasibi olmayan Suriye kasabı Esad'ın ve BAAS'ın yamyamlarının işkenceyle katlettiği 11 binden fazla Suriyeli şehide ait olduğu anlaşılan 55 bin fotoğraf, Cenevre-2 Toplantısı'ndan önce bomba gibi patladı. Bu gerçeklere rağmen Rusya, İran, Çin gibi ülkelerin sırf kendi çıkarları için hâlâ Esad yönetiminin yanında yer almaları ve BM'nin bu konuda tesirsiz kalması, bence 21. asrın yüzkarası olarak tarihe geçecektir.
Ben, özellikle Türkiye'deki başta CHP yönetimi olmak üzere bazı siyasîlerin ve medya bülbüllerinin bu fotoğraflara ne yüzle bakabildiğini merak ediyorum.
***
Cenevre-2 Toplantısı'nda,
Türk Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu tarihî bir konuşma yaptı ve
Türkiye'nin beklentilerini sıralayarak, mevcut
Suriye rejiminin meşrûiyetini kaybettiğini ve mutlaka değişmesi gerektiğini; artık tek bir hayatın dahi kaybedilmemesini; iç savaşın durdurularak yerine ortak rızaya dayanan geçici bir hükûmet kurulmasını ve
Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve bağımsızlığının korunması zaruretini vurguladı.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de bütün bu şiddetten sonra
Esad'ın kalamayacağını vurguladı.
Prof. Davutoğlu'nun şu sözleri ve
Esad'ın sözcüsüne verdiği ironik ve çarpıcı cevap,
Cenevre-2 Toplantısı'na mührünü vurdu.
Davutoğlu, '
Bizler çok korkunç 11 bin fotoğraf gördük. Burada sistematik bir şiddet var. İnsanların öldürüldüğünü görüyoruz.
Nürnberg'den bu yana böyle korkunç işkence fotoğrafları görülmemişti.
Burada insanlığa karşı bir suç işlenmiştir.
Bu katliam, insanlığa karşı bir suçtur ve bunu işleyenler hesap vermelidir. Bazıları bu korkunç fotoğrafları görmezden gelebilirler.
Onlar Srebrenitza katliamını da görmediler.
Ancak o görüntüler hâlâ insanların akıllarından gitmiyor. Buna engel olamadılar. Suriye'de bu katliamı yapanlar adaletin önüne çıkacaktır. Uluslararası toplum burada böyle bir katliam sürerken buna gözlerini nasıl kapatabilir? Bu kadar çok Suriyeli hayatını kaybederken, rejim sebebiyle her gün insanlar ölürken uluslararası toplum nasıl hareketsiz kalır?' şeklinde konuştu.
***
Bütün bu vahşî katliamlar yapılır ve onbinlerce kişi görülmemiş işkencelerle soykırıma uğratılırken, sırf
Erdoğan Hükûmeti'ni yıpratmak için
Türkiye'nin insan hakları doğrultusundaki
Suriye politikasını yerden yere vuran; katil
Esad'a siyasî heyetler gönderip beraber fotoğraf çektiren;
Suriye halkına gönderilen insanî yardım
TIR'larına engel olmaya çalışanlar, bu fotoğrafları gördükten sonra kimi ve neyi desteklediklerini anlamışlar mıdır? Hiç sanmıyorum...
Zira bu muhalefet odakları,
Başbakan Erdoğan'ı ve
AK Parti Hükûmeti'ni ne pahasına olursa olsun düşürmekten başka hiçbir şey düşünmüyorlar.
***
Dışişleri Bakanımızı Cenevre-2'deki konuşmaları ve etkili politikasından dolayı tebrik ediyoruz.