Sevgili okuyucular, içinin karanlığı yüzüne vurmuş CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç'i herhalde hepiniz tanırsınız. Sarhoş gezmek ve TBMM Genel Kurulu'nda terbiye dışı davranış ve sözlerle sataşarak hâdise çıkarmakla ünlü bu 'herîf-i nâşerif' geçen gün Japonya'nın Türkiye büyükelçiliğinde Büyükelçi'nin dâveti üzerine konuşma yapan Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın sözünü kesmek için bağırınca, terbiyesi ve nezaketiyle temayüz eden Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız tarafından bu şekilde isimlendirildi.
Basın-yayın organları, Kamer Genç'e yöneltilen bu ifadeyi hemen benimsediler. Aslında çok daha ağır ithamları hak eden Genç'i bu şekilde anmaya başladılar. Gırgır mizah dergisindeki Oğuz Aral'ın 'Utanmaz Adam'ı ve Hasan Kaçan dostumuzun 'Eşşek Herif'i gibi, Kamer Genç de artık 'Terbiyesiz Herif' kisvesine büründü.
1997'de Özal Hükûmeti'nin sözcüsü ve Devlet Bakanı olarak hemen her gün TBMM Genel Kurul Kürsüsü'ndeydim. Muhalefet bana saygı gösterirdi; ben de aslâ edep ve nezaket dışına çıkmazdım. Başımdaki tek bela Kamer Genç'ti. Aradan 26 yıl geçti ve bu kişi daha da çirkefleşti. Geçen sene İstanbul'dan Ankara'ya uçakla geliyordum. Apronda yürüyerek uçağa binerken Kamer Genç fitil gibi sarhoş hâliyle bana geldi ve 'Sen bana televizyonda hakaret ettin' dedi. Evvelâ olayı hatırlayamadım. Sonra, Demirel'in Kamer Genç'in de içinde bulunduğu 12 Eylül'ün Danışma Meclisi üyeleri için, 'Bunlara köpek bile diyemem. Zira köpeğin şerefi vardır, bunların yoktur' dediğini, daha sonra da kurdurduğu Büyük Türkiye Partisi kurucuları arasına bunlardan 16'sını almasındaki tezadı anlattığımı hatırladım. Kamer'e, 'Demirel doğru demişti ama sonra yanlış yaptı' dedim. Bir an sallanarak bana baktı, sonra gözü yememiş olacak ki uçağa çıktı ve hemen sızdı.
***
Ben, 1950'den sonra gelen ve (
Cumhurbaşkanı eşleri mahfuz kalmak şartıyla)
'first lady' statüsünde olan bütün hanımefendileri yakından tanıma fırsatı buldum.
27 Mayıs kepazeliğinden sonra
Türk kadınının bütün asaleti, zarafeti, vefakârlığı ve çilekeşliği ile temsilcisi olan, çocuklarının üzerine kol kanat geren rahmetli
Berin Menderes Hanımefendi'yi sık sık ziyaret eder duâsını alırdım.
O nazarımda bir efsane idi.
27 Mayıs'ın ve
Tek Parti Diktası'nın sorumlusu olarak gördüğüm
İnönü'yü sevmezdim ama en zor dönemlerde her türlü rezaletin dışında kalmayı başarmış, abdestli namazlı eşi
Mevhibe Hanımefendi'yi severdim.
Rahmetli
Nazmiye Demirel Hanımefendi, eşini en iyi şekilde temsil eden,
Anadolu kadınının değerleriyle Batı'nın modernliğini mezcetmiş fevkalâde iyi ahlâklı, mütevazı ve eşine bağlı bir first lady idi.
Merhum Ecevit'in eşi
Rahşan Hanımefendi, kocasıyla iyi anlaşan, onu çok seven, lâkin aktif siyasetle gereğinden fazla ilgilenen ve bu yüzden eleştirilen bir
Başbakan eşiydi.
Merhum Özal'ın eşi
Semra Özal Hanımefendi, çok zeki ve kurnaz, politikaya çok meraklı, yönetime müdahaleye mütemayil, rahmetli
Özal tarafından sevilen ve değer verilen bir first lady idi.
Özal'ın
Cumhurbaşkanlığı sırasında
ANAP İstanbul İl Başkanı olması ve bazı uygulamaları tepki çekmiştir. Lâkin
O, gene de bize emanettir.
Başbakan Erdoğan'ın muhterem eşi
Emine Erdoğan Hanımefendi'yi bu bahsettiklerim gibi yakından tanımıyorum. Buna karşılık,
Türk kamuoyunun ve naçizane bendenizin kanaati son derece müspettir. Sırf inancı dolayısıyla başını örttüğü için
O'nu eleştirmeye fırsat arayan ulusalcı jakobenler dahi ölçülü, dengeli, nâzik hâlini takdir edebilmektedir. First lady olma statüsünü çok iyi değerlendiren
Emine Erdoğan Hanımefendi, başbakan eşi olmayı aslâ istismar etmemiş; eşinin önüne geçmeden
O'nu ve milleti temsil etmeyi bilmiş, inançlı ve tertemiz bir vatan evlâdıdır.
***
İşte,
Bakan Taner Yıldız'ın ve
Türkiye'nin büyük çoğunluğunun deyimiyle bu
'Terbiyesiz Herif', hiçbir haklı tarafı olmadan böylesine sevilen, sayılan bir hanımefendiye saldırmıştır.
Karikatüristlere sesleniyorum:
'Terbiyesiz Herif' tipini çiziniz; göreceksiniz herkes tarafından beğenilecektir.