Sevgili okuyucular, geçen hafta son dönemin gerçek bir reform mahiyetindeki en önemli 'Demokratikleşme Paketi'ni ilân eden Başbakan Erdoğan, bundan sonra ilk açıklamalarını ATV-A Haber ortak canlı yayın programında, bendenizin de dahil bulunduğum Sabah Gazetesi yazarlarına yaptı. Yaklaşık iki saatlik programın büyük bölümünde, demokratikleşme paketinin muhtevasına açıklık getirdi.
Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarının ışığında, muhalefetin ne kadar yersiz ve haksız eleştirilerde bulunduğu, hakarete varan tezyiflerinin tamamen siyasî hesaplara dayandığı bir defa daha anlaşıldı. Ayrıca, önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, demokratikleşme paketinin fevkalâde dikkat ve özenle hazırlandığı görüldü.
***
Başbakan Erdoğan ile gerçekleştirilen bu yayında, bence şu hususların ortaya çıkması ve vurgulanması çok faydalı olmuştur:
1. 'Demokratikleşme Paketi', teröristi değil halkı muhatap alarak hazırlanmıştır.
'Görüşme Süreci'ni istismar edenler, bu paketin
'AKP + PKK tarafından hazırlandığı'nı söylerken,
PKK-KCK-BDP çevreleri ise bilâkis Paket'i beğenmemişlerdir. Halbuki
Güneydoğu halkı,
Demokratikleşme Paketi'ni büyük bir memnuniyetle karşılamıştır.
2. Irkçı-bölücü terör çevresinin istediği üç ana tâviz hiçbir şekilde verilmemiştir. Şöyle ki:
a) Pakette,
Özerk Yönetim,
Federatif Sistem,
Mahallî İdareler Özerklik Şartı yoktur. Bu konudaki bir soruya
Başbakan, mevcut düzenlemeleri göstererek cevap vermiştir.
Türkiye'yi bölüp parçalayacak bu tâviz konusunda hiçbir vaadde bulunmamıştır.
b) KCK terör örgütü mensuplarının serbest bırakılması;
Öcalan'ın ev hapsi ve tahliyesi; hele siyasete katılması sözkonusu bile değildir.
c) Ana dilde eğitim yoktur ve bunun meydana getireceği sorunlar ortadadır. Ayrıca, ana dilde öğretim yapacak özel okullarda
Resmî Dil Türkçe'nin de bulunacağı ve yabancı dillerde eğitim yapan okullara benzeyen bir statünün uygulanmaya çalışılacağı anlaşılmaktadır.
3. Bu pakette millî birlik ve bütünlüğümüze aykırı bir tâviz yoktur.
'Andımız'ın ilköğretimde kaldırılması konusunda muhalefetin
'Türklüğü kaldırma' ithamları hakkında yönelttiğim,
'Türk ve Türk Milleti ifadeleri Anayasa ve kanunlardaki yerini koruyor, değil mi?' sorusuna karşı
Başbakan,
'Türk Milleti' ifadesini kullanarak cevap vermiştir.
4. Başbakan Erdoğan, kamuda kılık kıyafet yasağının kaldırılmasını açıklarken, ayrıca,
'her türlü hayat tarzına müdahalenin' de bu kapsamda değerlendirileceği teminatını vermiştir.
5. 'Klavye özgürlüğü' adı altında,
Q,
X,
W yasağının kaldırılmasının
'Türk Alfabesi'nin değişmesi demek olmadığı açıklık kazanmıştır.
6. Ruhban Okulu'nun açılması konusunda,
Yunanistan ile
Batı Trakya'daki
Müslüman Türk Azınlığı çerçevesinde mütekabiliyet şartlarının dikkate alınacağı anlaşılmıştır.
7. Alevîler konusunda çalışmaların devam ettiği görülmüştür.
***
Ayrıca,
Başbakan Erdoğan'ın muhalefet ile bizzat polemiğe girmeme kararını da çok müspet karşılıyoruz.