Son günlerde herkesin birbirine sorduğunu ben de size sorayım: 'Ne olacak bu işin sonu?' Olayları halkın büyük çoğunluğunun gözüyle göremeyen 'görme engelliler', hayal güçlerine göre, tahminleriyle temennilerini birbirine karıştırarak neler yumurtluyorlar, bir bilseniz... 'Bu bir halk isyanı' imiş; 'Türk Baharı' yaşanacak ve yönetim değişecekmiş; 'Tayyip gidici' imiş; 'AK Parti artık iktidara gelemez'miş; bunun sonunda 'iç savaş' çıkarmış; Bizans'taki 'yeşiller' ile 'maviler' gibi halkımız birbirine girermiş...
Bu lâfları duyunca hayretler içinde kalıyorum. Herifçioğulları gösterilerde biber gazı yemiş Reuters muhabirine benziyorlar. Bu halkı, bu milleti hiç mi tanıyamamışlar. İşte CHP'nin sittin sene iktidara gelemeyişinin altında da bu yabancılaşma yatıyor.
***
Son aylarda
Başbakan Erdoğan, çok büyük bir siyasî risk alarak
'görüşme süreci'ni başlattı. Aslında bu sürece, daha önce 1,5 yıl boyunca yürütülen etkin terörle mücadele sayesinde ulaşılmıştır. Bu süreçte, zaman ayarlaması, silâhların bırakılmaması, teröristbaşının muhatap alınması ve ana seçmen kitlesinin rencide edilmesi bakımından önemli hatâlar yapılmıştır. Bu yüzden inşaallah korktuğumuz başımıza gelmez. Bu tenkitlerimize rağmen, son aylarda terör saldırılarının durduğu ve kanın akıtılmadığı da sevindirici bir olgudur. Lâkin, bu başarıya rağmen,
AK Parti'nin özellikle ilk yapılacak olan mahallî seçimlerde oy kaybına uğrayacağı tahmin edilebilecektir.
Ancak, artık kimler ve niçin tertip edildiği ortaya çıkan
'Gezi Parkı' olayları, tamamen ters tepmiş; hattâ görüşme süreci sebebiyle oy kaybına uğrayan
AK Parti'nin oylarını yeniden arttırmasına vesile olmuştur. Milletin büyük çoğunluğu
Recep Tayyip Erdoğan'a yöneltilen haksız ve çirkin saldırıların farkındadır ve
Başbakanlarının Orta Doğu'daki diktatörlerin yerine konulmasından hoşnut değildir.
Üstelik bu tertipler,
Türkiye'de antidemokratik vesayetlerin kaldırıldığı, uluslararası finans kuruluşlarının birbiri ardından
Türkiye'nin notunu yükselttiği; yarım asırlık
İMF borçlarının tamamen ödendiği ve
Türkiye'nin yıldızlaştığı bir dönemde yapılmaktadır.
Türk Milleti, iki ağaç kesildi diye yakan, yıkan, yaralayan, öldüren;
Apo'nun, komünist teröristlerin ve
Türkiye düşmanlarının bayraklarını, afişlerini ve posterlerini
Atatürk Kültür Merkezi'ne ve
Taksim Âbidesi'ne asan şehir eşkiyasının ve şiddet eylemcilerinin peşine düşmez.
CHP ve ulusalcı jakobenler gene yanlış hesap yapmışlardır.
Bu, her tarafı komplo kokan gösteriler, karşısına kimi çıkarırlarsa çıkarsınlar
İstanbul'da, son derece başarılı olan mütevazi
Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın açık arayla tekrar belediye başkanı seçilmesine mâni olamazlar.
Dışarıdaki ve içerideki komplocuların tek çaresi,
TSK'nın darbe yapması ve gene solu iktidara getirmesidir. Ancak, artık 2003'de darbe hazırlayanlar ve 2007'de muhtıra verenler yoktur. Ordu,
'Cumhuriyet Mitingleri'nde olduğu gibi tertiplerin içinde yer almamıştır. Artık, baştaki komutanlarından itibaren demokrasiye ve hukuka bağlı bir ordumuz vardır. Daha da önemlisi, bu defa darbecilere karşı bilinçlenmiş geniş halk kitleleri vardır.
***
Başbakan Erdoğan, nüfusun yüzde 90'ından fazlasının millî tepkisini çok iyi anlamış bulunmaktadır.
Türkiye'nin birliği, bütünlüğü ve huzuru bakımından bu millî tepkiyi tatmin ederek muhaliflerinin kozlarını elinden alırsa, yaklaşan seçimlerde yeniden başarılı olması için önünde hiçbir engel kalmayacaktır.