Bu nefis beyitine Şeyh Galip şöyle devam ediyor: 'Hakk'tan bize Sultân-ı Müeyyedsin Efendim!' Bu hafta 'Kutlu Doğum Haftası...' O, sevgililer sevgilisi, Kâinatın Efendisi, efendimiz, sevgi peygamberi gül Muhammed'in (s.a.v.) anıldığı hafta...
Sevgili okuyucular, Allah'a (c.c.) inanıyor musunuz ve Müslüman mısınız, bilmiyorum.
Ben imanlı bir Müslümanım. İnanmak ve sevmek çok güzel şey...
İnsan düşününce, ezel ile ebed arasındaki bir noktada yaratıcısına neler borçlu olduğunu anlıyor ve O'na hamdediyor, şükrediyor.
Yaşamak ve sevmek ne güzel... Yüce Allah (c.c.) kâinatı sevgi için yaratmış. Biz, peygamberlerimiz, efendimiz Hz. Muhammed'i (s.a.v.) 'Habîbullah' yani Allah'ın sevgilisi biliriz ve O'nu çok severiz. Türk Milleti'nde öylesine büyük bir peygamber sevgisi vardır ki, O'nun ismini çocuklara koyarken, saygısızlık olmasın diye 'Mehmet' demişler; abdestsiz 'Muhammed' adını ağızlarına almamışlardır. Türk Milleti'nin Hz. Peygamber'e muhabbeti, hürmeti ve merbûdiyeti, her devirde diğer milletlerden fazla olmuştur. Süleyman Çelebi'nin peygamberimizi anlatan mevlîdi şerîfi, milletimizin Kur'ân-ı Kerîm'den sonra dinlemeyi en fazla sevdiği dinî metindir. Türkler, yüzyıllarca İslâm'ın bayraktarlığını yapmış; İslâm tarihinde on asır 'Türk Asırları' olarak anılmıştır. Türklüğümüzle iftihar ederken kuru bir kavmiyet asabiyetiyle değil, bununla övünüyoruz.
***
Çocukluğumuzda sorarlardı, en çok kimi seviyorsun diye... Önce
Allah'ı, sonra
Peygamberi söylerdik; daha sonra sıra annemize, babamıza ve kardeşlerimize gelirdi.
Allah ve
Peygamber sevgisi, bu milletin genlerine kadar işlemiştir.
Sevgili okuyucular, yaradılışı maymunlarda arayan, hâşâ
'Tanrı Parçacığı' gibi saçmalıklarla materyalizmin girdabında çırpınan ve bilimsel görünmek için inkârcılığa yeltenen sevgiden bînasip zavallılara öyle acıyorum ki...
'Levlâke' sırrına mazhar olmak her fâniye nasip olmaz. Ancak inanan insan için
Yüce Allah'ın (c.c.) şu hadîs-i kudsîsi yeterlidir:
'Habîbim, sen olmasaydın, yerleri, gökleri (kâinatı) yaratmazdım.' Gerçekten müminseniz ve kâinatın
'sevgi' üzerine yaratıldığına inanırsanız, sizi ömrünüzün sonuna kadar kıvrandıracak olan ontolojik şüphelerden kurtulur,
Yüce Allah'ın varlığına ve birliğine teslim olursunuz. Rehberiniz ise o sevgililer sevgilisi,
'sevgi peygamberi' Hz. Peygamber (s.a.v.) olur.
Efendim, büyüklerimiz
'Nerede muhabbet, orada Muhammed' diye boşuna söylememişler...
Bakınız
Anadolu'nun büyük
Türkmen evliyası
Hz. Yunus, yaradılışın sırrını, en sade ve yalın şekliyle ne güzel ifade ediyor:
'Hakk yarattı âlemi, aşkına Muhammedin'.
***
Son olarak bir güzel hâtıramı nakledeyim:
1985'te merhum
Özal Başbakan olarak ilk
Suudi Arabistan ziyaretini yapıyordu.
Ben de
Başbakanlık Müsteşarı olarak yanındaydım. Evvelâ umremizi yaptık.
Kral,
Kâbe'yi
Özal için açtırdı. Bomboş loş bir küçük odada dört tarafa dönüp namazımızı kıldık. Sonra,
Medine'ye gittik. Gene
Özal'ın hatırına
Hz. Peygamber'in türbesinin bulunduğu yeri açtılar. Rahmetliyle kafa kafaya verip nasıl ağladığımızı hiç unutamam.
Bilhassa
Medine'nin ilâhî havası bana öylesine tesir etti ki,
Özal'a
'Ben müsteşarlıktan istifa ediyorum, burada kalacağım' dedim.
'Oğlum dellenme; ben de zaman zaman bu hisse kapılırım ama Türkiye'de Allah rızası için yapacağımız işlerimiz var' dedi.
Kutlu Doğum Haftanızı tebrik ediyorum.
Cenab-ı Allah, hepinizi
O sevgililer sevgilisinin
O güzeller güzelinin şefaatine nâil eylesin...