Dün, devletimizin 89. Kuruluş Yıldönümü'nü milletçe heyecanla kutladık. En büyük millî bayramımız olan 'Cumhuriyet Bayramı', vatanımızın her köşesinde coşku ve sevgiyle kutlandı. 'Türk Milleti'nin, 'Türk Devleti'nin kuruluşunu birlik ve bütünlük içinde anmasına hiç kimse engel olamadı.
PKK-BDP'li ırkçı-bölücü terörist vatan hainleri de alçakça saldırılarına rağmen bu birliğe ve sevince gölge düşüremedi. Lâkin, Cumhuriyet ile yaşıt ve adı 'Cumhuriyet Halk Partisi' olan bir siyasî parti, 88 yıldan beri milletçe hep beraber kutladığımız bu büyük bayrama, sırf siyasî menfaatleri uğruna gölge düşürdü. Koskoca Ana Muhalefet Partisi, hiç utanmadan hukuka aykırı korsan toplantılar ve gösteri yürüyüşleri yaparak devletin polisiyle çatışmaya girdi.
Bu tablo, Cumhuriyet tarihimize kara bir leke olarak geçecektir. Ana muhalefet partisinin meşrû siyaset zemininde başarılı olamayınca, Cumhuriyet Bayramı'nı ve Atatürk'ü istismar ederek nasıl illegal bir gösteri yaptığı aslâ unutulmayacaktır.
***
Pazar günü yayınlanan
'Cumhuriyet Üzerine Tefekkür' başlıklı yazımda, jakoben zihniyetin cumhuriyet ile demokrasiyi karşıt kavramlar olarak gösterdiğini; hattâ daha da ileri giderek, halka, millet iradesine, millî egemenliğe ve demokrasiye karşı
'Cumhuriyeti koruma kollama' saplantısına sahip olduğunu ifade etmiştim. Bunlar, Cumhuriyet ve Demokrasinin gerçek düşmanları olan
'yeni monark' jakoben oligarşidir.
Dünkü
Hürriyet Gazetesi'nin ön sayfadan yayınladığı bir fotoğraf, bu yeni monark
CHP jakobenizmini açıkça ortaya koyuyor. Fotoğrafta,
CHP İl Başkanı
Oğuz Kaan Salıcı, resmî törene katılan I. Ordu Komutanı
Org. Yalçın Ataman ve yanındaki komutanlara,
'Sizin koruyamadığınız Cumhuriyet'e biz sahip çıkıyoruz!' diye bağırıyor.
Biz bu jakoben zihniyeti milletçe çok iyi biliriz. Bu,
27 Mayıs'tan sonra yarım asırdan beri orduyu müdahaleye çağıran, darbe çığırtkanlığı yapan ve
'Ordu göreve!' pankartlarıyla dolaşan zihniyettir.
Darbe ortamı oluşturarak darbe provokasyonu yapanları
'Ergenekon Çetesi' içinde aramaya lüzum yoktur. Zira,
CHP yıllardır bizzat darbe kışkırtıcılığı yapmış ve militarizmin kanatları altına sığınarak iktidar olmadan muktedir olmaya çalışmıştır.
CHP'nin ve
Kılıçdaroğlu'nun
'Silivri sevdası'nın altında da bu gerçek yatmaktadır.
***
Şu hakikati artık, başta
CHP'liler olmak üzere herkesin anlaması lâzımdır:
Cumhuriyet ve
Atatürk,
CHP'nin ve sözümona sivil geçinen, birtakım paramiliter front kuruluşlarının tekelinde değildir.
Türkiye, demokratik bir cumhuriyet ve bağımsız, egemen bir devlettir.
Atatürk de bu devletin simgesi hâline gelmiş kurucusudur. Bu devlet, hiçbir etnik ve dinî ayrım yapmadan 75 milyonluk
'Türk Milleti'nin devletidir.
Türkiye'de,
CHP de,
AK Parti de,
MHP de, diğer siyasî partiler de aynı haklara sahiptir. Dağdaki çoban da, üniversitedeki profesör de, zengin de, fakir de aynı hukukî ve siyasî statü içinde eşittirler.
CHP'nin tek parti olarak
Cumhuriyet'in patronu olduğu devir artık çok geride kalmıştır. Bu devirde, gene mecburen
'Cumhuriyet' ismi taşıyan
'Terakkiperver Fırka' ile
'Serbest Fırka', tek parti
CHP tarafından kapatılmıştı.
'Cumhuriyet' başkadır,
'Cumhuriyet Halk Partisi' başkadır.
Açıkçası, 2007'deki
'Cumhuriyet Mitingleri'nin tadı damağında kalan
CHP, bu defa
Cumhuriyet Bayramı'nı istismar ederek puan toplamaya çalışmış; lâkin bu bölücü ve hukuk dışı eylemini gene yüzüne gözüne bulaştırmıştır.
Sorarım size, bölücülük için izinsiz korsan gösteri yapan
PKK-BDP'lilerle aynı şekilde milleti bölerek illegal yürüyüş yapan
CHP arasında ne fark vardır?...