İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Uludere Olayı hakkında konuştu. Terör konusunda 'ince politika' yapmayı beceremeyen ve doğru bildiklerini açıkça söylemekten çekinmeyen Bakan Şahin, kendisinden daha politik davranan 'sağcı' basının dahi itiraf etmediği ve terör örgütünün oyununa geldiği bu mesele hakkında görüşlerini sıraladı. Şöyle ki:
1. Başta CHP lideri Kılıçdaroğlu ve PKK/ BDP'liler, olaydaki sorumluluğu Başbakan'a ve Hükûmet'e yıkmak için ikide bir 'Vur emrini kim verdi?' diye itham edip duruyorlardı. Böylece hem siyasî iktidarı, hem de TSK'yı yıprattıklarını düşünüyor; bir yandan da olayı gündemde tutup terör örgütü lehine istismar ediyorlardı. İdris Naim Şahin çıktı ve açıkça 'Vur emrini komutanlar verdi' dedi. O anda emri, Hava Kuvvetleri'nde görüntüleri analiz eden komutanların vermesinden daha tabiî ne olabilirdi? Bu analizi yaparak vur emrini veren komutanlar hatâ yapmışlardı ama bunun kasıtlı olması mümkün değildi.
2. Hayatlarını bir yanlışlık neticesinde kaybeden ve çoğu genç olan bu kişilere herkes çok üzüldü. Lâkin, 'Orada ne işleri vardı?' sorusunun cevabını da vermek lâzımdır. Aksi takdirde mâşerî vicdanı tatmin edemezsiniz. Bu 34 kişi, çok ağır bir suç olan 'kaçakçılık suçu'nu işlemek için bu dağbaşında bulunuyorlardı. Bu suçu işlemelerine rağmen hayatlarını kaybetmeleri elbette üzücü olmuştur. Lâkin bu kişileri, sanki kahraman ya da şehit gibi lânse etmenin de mânâsı yoktur.
3. Olayın cereyan ettiği bölge, terör örgütü KCK'nın kontrolünde olan bir bölgedir. Aralarında örgüt üyesi bulunduğu da bilinen bu gençlerin, PKK'ya finans sağlamak için kaçakçılık yaptıkları bir gerçektir. Diğer bir deyişle, bu kaçakçılık faaliyeti terör eylemlerinin yan kolunu oluşturmaktadır. Kaçakçılar malı PKK'dan almakta ve kârı da PKK'ya vermektedir.