TBMM'de cuma günü, Cumhurbaşkanı'nın iade ettiği milletvekili emekli maaşları hakkındaki kanun görüşülmeye başlanacak. Konu daha önce gündeme geldiğinde görüşlerimi yazmamıştım. Zira, ben de emekli milletvekili olduğum için yazım objektif bulunmayabilirdi. Lâkin, konunun ikinci defa gündeme gelişinde, kim ne düşünürse düşünsün görüşlerimi yazmaya karar verdim.
***
Evvelâ, kanunun ilk görüşülmesi sırasında, trajikomik ve ibret verici bir olayı,
TBMM tutanaklarından aynen aktarıyorum:
'BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılmış olduğundan, önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)- Sayın Başkan, müsaade ederseniz kısa bir açıklama yapma istiyorum.
BAŞKAN- Sayın Şandır buyurunuz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)-
Sayın Başkanım, bu önergede TBMM Başkanlık Divanı'nda partilerimiz adına görevli olan arkadaşlar imza koymuşlardır. MHP olarak söylüyorum: Bu önergeye imza koyan Başkanlık Divanı Üyesi arkadaşımız grubumuzu temsilen koymuştur.
Bunu bilgilerinize sunarım. Diğer arkadaşlarımızın da bu yönde açıklamaları olacağını ümit ediyorum, diğer grup başkan vekillerinin.
HASİP KAPLAN (Şırnak)-
Sayın Başkan söz istiyorum. Evet, Sayın Başkan, doğrudur, bizim de idare âmirimizin imzaladığı ve grubumuzun görüşünü yansıtan bir önergedir.
EMİNE ÜLKER TARHAN (Ankara)
Sayın Başkan, biz de katılıyoruz.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul)
Divan üyesi arkadaşımız da grubumuz adına imza atmıştır, biz de katılıyoruz.
BAŞKAN- Teşekkür ederim.'
***
TBMM tutanaklarından takip edebileceğiniz gibi, milletvekili emekli maaşlarını arttıran önergeye,
MHP,
BDP,
CHP ve
AK Parti, grupları adına
açıkça iştirak etmişlerdir.
Daha sonra kamuoyunun tepki göstermesi üzerine önce
BDP çekilmiş, fakat
AK Parti,
CHP ve
MHP desteklemeye devam etmiştir.
Lâkin kanun
Cumhurbaşkanlığı'na sunulduktan sonra
CHP ve
MHP, önceki beyanlarını inkâr ederek kanundan desteklerini çekmiş ve sözünü inkâr etmeyen tek parti olan
AK Parti'yi yalnız bırakarak sorumluluğu onun üzerine atmışlardır.
CHP'nin kanuna oy veren milletvekillerini sorgulaması, tam bir riyakârlık örneğidir.
CHP lideri
Kılıçdaroğlu bununla da yetinmemiş; önceki grup görüşüne hiç aldırmadan
Cumhurbaşkanı'na mektup gönderip kanunu veto etmesini istemiştir.
MHP lideri
Bahçeli de
Tarsus'ta beyanat vererek
Cumhurbaşkanı'ndan kanunu veto etmesini talep etmiştir.
CHP ve
MHP'nin bu tutumları tek kelimeyle
'trajikomik'tir. Zerre kadar dürüstlükten nasibi olanların bunu yapmaması gerekir.
İçimden
'Siz yalancısınız!' diye bağırmak geliyor.
***
Milletvekili maaşlarının yüksek olmasına karşı çıkmak,
Türkiye'nin siyasî ve sosyal şartlarında gerçekçi değildir.
Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in geniş şekilde açıkladığı üzere, bir milletvekilinin üst bürokratlar gibi araç, temsil, ikram, lojman ve benzeri imkânları yoktur.
Devleti temsil eden valiler, milleti temsil eden milletvekillerinden daha büyük imkânlara sahiptir. Üstelik milletvekillerinin şahsî giderleri dışında çok çeşitli sosyal harcamaları da vardır. Milletvekillerine, kimseye muhtaç olmadan geçinebilecekleri bir maaş verilmesi zorunludur.
Aynı şekilde, milletvekili emeklilerinin de maaşları sosyal statüleriyle orantılı olmalıdır.
Bu itibarla, emekli maaşlarına zam konusuna da ters bakmamak gerekir.
Ancak, bu konudaki asıl yanlışlık, mevcut milletvekillerinin kendi maaşlarına ilâve olarak milletvekili emekli maaşlarını da alabilmeleridir.
Bu durum, hukuka ve hakkaniyete uymayan ve etik olmayan bir saçmalıktır. 1991'de, benim milletvekilliğim sırasında bu uygulama başlatılmıştı. 38 yaşını dolduran milletvekilleri emekliliğe hak kazanıyor ve emekli maaşını da asıl maaşlarına ek olarak alıyorlardı. O zaman
TBMM'de sadece ben bu duruma itiraz etmiş ve emekli maaşını almayı reddetmiştim (Daha sonra merhum
Adnan Kahveci de yaşını doldurunca bu ek maaşı almamıştı).
***
Meclis'te bu ikinci düzenleme yapılırken, maaşlar arttırılmalı fakat mevcut milletvekillerinin, kendi maaşlarına ilâveten emekli maaşı almalarına engel olunmalıdır.