Günümüz dünyasında hızla devam eden teknoloji ve bilimsel gelişmeler hayatımızın her alanına yön vermektedir. Bu da günümüz eğitim ve ebeveynlik modellerini kaçınılmaz olarak revize etmemiz anlamına geliyor. Değişen ve sürekli gelişen dünyada bilim odaklı nesiller yetiştirmeyi Beyin Antrenörü ve KidzBrain Kurucusu Pınar Yeşiltay Sevim ile değerlendirdik.
Bilim odaklı çocukların yetişmesi, hem bireylerin hem de toplumun ilerlemesine katkı sağlar. Bilimsel düşünme, problem çözme, analitik düşünme ve yaratıcı olaylara ulaşma süreçleri kazandırır. Bilimin sadece bir dersin olmadığını, hayatın her alanda uygulanabilir bir yaklaşım olduğunu anlatmalıyız. Çocukların karşılaştıkları sorunların karşısında ezberci bir çözüm bulmak yerine neden diye sorgulayabiliyor olması, nasıl diye fikir yürütebiliyor olması bilimsel bakış açısı kazanmaları için şart.
Bilim odaklı çocuk yetiştirmenin en önemli yolu, çocukların "merakını" beslemek. Doğal merakları, onları yeni şeyleri keşfetmeye teşvik eder. Ailelerin ve eğitimcilerin en büyük görevi, bu merakın canlı tutulması ve onların sorularını desteklemek. Ancak gerek eğitim sistemimiz gerekse toplumsal yapımız daha ezberci, sorgulamadan itaat eden çocukları akıllı, uslu olarak tanımlarken; sürekli irdeleyen, merak eden, sorgulayan çocukları daha çok yaramaz, haylaz olarak etiketlemekte.
BİLİMSEL DÜŞÜNCELER
Bir diğer önemli nokta ise, bilimsel eğitimin yalnızca sınıflarda kalmaması gerektiği. Aileler, çocuklarını birlikte izledikleri belgeseller, çıktıkları doğa gezileri veya basit ev deneyleriyle tanıştırarak, onların bilimle iç içe bir yaşam sürmelerine olanak sağlayabilirler. Bu sayede çocuklar, bilimi sadece harcamazlar, hayatı her alanda deneyimleyebilirler.
Bilimin sadece bir ders olmadığını, hayatın her alanda uygulanabilir bir yaklaşım olduğunu anlatabilmeliyiz. Bilimsel düşüncelere sahip bireyler, karşılaştıkları olaylara farklı açılardan bakar, çözümler üretir ve daha geniş bir perspektif çözümü sunar. Pınar Hoca, bu cümlelerin altını çiziyor.
Bilimi elinde tutan, teknolojiyi geliştiren ülkeler hem ekonomik hem de siyasal anlamda dünya konjonktürüne yön verdiği için, yeni yüzyılda daha da güçlenmektedir. Bu nedenle daha fazla araştırma, daha çok patent, daha üretken bir toplum olmak için bugünün çocuklarına odaklanmak zorundayız. Sonuç olarak akademisyenlerin, eğitimcilerin ve çocukların düzenli olarak düşünmesi ve merak duygusuyla yeni buluşlara imza atmaları, daha güçlü, daha ferah bir toplum anlamına gelir. Bilimsel bakış açısı ile yetişen bireyler, sadece kendi başarılarına değil, dünyaya katkı sağlama potansiyeline sahip olur. Bu bilinçle hareket eden aileler ve eğitimciler, geleceğe yön verecektir.