Yabancı dil öğrenmek artık bir gereklilik. Kişinin farklı diller bilmesi, kendini geliştirmesi, insanlarla olan iletişimin artması ve daha çok kariyer fırsatı anlamına geliyor. Dil bilmek sadece o dile hâkim olmak değil aynı zamanda o dile ait kültürü öğrenmek, yeni insanlar tanımak ve yeni bir dünya keşfetmek anlamına da geliyor. Tüm bunların sonucunda kişinin özgüveni artmış oluyor. Bu konuyu, Mektebim Koleji Yabancı Diller Koordinatörü Damla Dönmez ile konuştuk.
Yabancı dil bilen kişilerin yaşam kalitelerinin daha yüksek olduğuna inanıyorum. Dil, iletişim demektir. Ne kadar çok iletişim kurarsak o kadar fazla network'e sahip oluruz ve kendimizi her yönden geliştirebiliriz. Bu nedenle de son yıllarda dil öğrenen kişilerin sadece çocuklar ya da gençler değil, yetişkinler olduğunu da görmekteyiz. Yabancı dil öğrenmenin ne kadar erken yaşta başlanırsa o kadar etkili olduğu gerçeğini asla inkâr edemeyiz. Ancak bu ilerleyen yaşlarda öğrenilemez anlamına gelmiyor.
İkinci yabancı dilin öneminden de bahsetmek isterim. Bu cümlenin altını Damla Hoca önemle çiziyor. Artık günümüzde herkesin İngilizce bildiğini görüyoruz. İş görüşmelerinde sadece İngilizce değil, başka hangi dilleri biliyorsunuz diye soruluyor. Bu nedenle kişilerin sadece İngilizce bilmeleri yeterli değil. Mutlaka ikinci ya da eğer zaman ve imkânları var ise üçüncü yabancı dili de öğrenmeliler. Dünya sürekli gelişiyor ve yenileniyor. Bizlerin de sürekli kendimizi yenilememiz ve geliştirmemiz gerekiyor.
YURTDIŞI EĞİTİM SÜRECİ
Son yıllarda eğitim için yurtdışına gitmeyi tercih eden öğrenci sayısının arttığını görüyoruz. Okumak istedikleri üniversitelere girebilmelerinin, o ülkede yaşamlarını sürdürebilmelerinin ilk adımı yine yabancı dil bilmekten geçiyor.
Yurtdışı eğitim sürecinin diğer bir kazanımı da farklı kültür ve milletlerden öğrenciler ile eğitim alarak önemli bir yaşam deneyimi kazanmaktır. Yeni bir ülkenin kişinin bakış açısını değiştirmesi, kültürel olarak gelişmesi ve öğrencilerin edindikleri uluslararası network ve buna bağlı gelişen iş bağlantıları da öğrencileri yurtdışına yönlendiren sebepler arasında. Ayrıca bazı ülkelerde okulların işe yerleştirme programları bulunuyor ve bu nedenle öğrencilerin iş arama süreçleri kısalıyor. Türkiye'de iş hayatına başlamak isteyen öğrencilerimiz ise bir adım önde başlıyorlar.
Damla Hoca'nın gençlere önerisi, yurtdışı eğitim sürecine başlamadan önce yabancı dillerini belirli bir seviyeye getirmeleri ve ilgi alanlarına veya sahip olmayı istedikleri mesleklere yönelik akademik dil üzerinde de çalışmaları oluyor. Her alanın farklı terimleri olduğunu ve genel yabancı dil eğitimi alırken bu terimlerin öğretilmediğini unutmamaları önemli. Bu nedenle, sadece konuşma diline değil, akademik dile de hâkim olmaya çalışmalılar. Ve bu konuda azimli olmalı, pes etmemeliler.