Herkesin mutlaka gurur duyulacak bir başarı ve azim hikâyesi vardır. Hele ki bu hikâyeleri kendi yöntemleriyle anlatacak olan küçük bir çocuksa, her şey daha da anlam kazanıyor. BİL Eğitim Kurumları Rehberlik Koordinatörü Habibe Kortidis ile her yaştan insanın, özellikle öğrencilerin yeteneklerini sergilemesi konusunda cesaretlendirilmesinin ne denli önemli olduğu üzerine konuştuk.
Öğrenciler, hayatlarını planlarken bazı becerilere ihtiyaç duyar. Bu becerilerin başında özyönetim ve öğrenen becerilerinin olması gelir. Bu beceriler 21. yüzyıl dünya vatandaşlığı özelliklerinin kazanılmasına olanak sağlayacak. Başarı tecrübeleriyle topluma katkı sağlayabilmek, deneyim paylaşımıyla yol gösterici olmak, kalite üreticisi olarak ülkesine faydalı bireylere ihtiyacımız var.
Kendini tanıyan öğrenciler herkesin yapamadığı işleri kendi yöntemleriyle yapma gayreti içindeler. Performans değil süreç odaklı olmaları öz farkındalıklarını geliştiriyor. Başarma güdüsünü erken çocukluktan itibaren harekete geçirdikleri ve erken yaşta sahne tecrübesi yaşadıkları için karakter oluşumu büyük oranda okul çağında tamamlanmış oluyor. Bu sayede sosyal-duygusal gelişimleri destekleniyor. Yaratıcılıklarının sınırlarının azimle aşılacağını öğreniyorlar. Savaşçı ruhları tetikleniyor ve mücadeleci ve araştırmacı olmayı öğreniyorlar. Kendi iç dünyalarına açtıkları kapılar yaşıtlarına emsal teşkil ediyor.
ÖZYÖNETİM VE ÖĞRENEN BECERİLERİ
Öğrenciler yetenekleri keşfedildiği sürece özgüvenlerini sürekli olarak taze tutar. Ebeveyn olarak vereceğimiz her destek, onların kendiyle gurur duymasını sağlamış olur. Başarılan her görev ve sorumlulukta iç motivasyonun artmasını sağlar. Bir şeyleri başardıkça öğrenci öznel iyi oluş halini parlatmış oluyor. Bu da gelecek nesillerin dönüşümüne fırsat sunuyor.
Günümüzde öğrencilerin yaşadığı bir başka sorun da yönergeye bağlı kalarak projeler yürütmek ve bir işe sahip çıkmak. Belirli bir yönergeye sadık kalarak dikkatini kontrol eden öğrenciler, bir projeyi yönetme, kurallara göre adım atma gibi becerileri de kazanmış oluyor. Dikkatini kontrol eden öğrenci hem akademik anlamda hem de sosyal-duygusal beceriler konusunda başarıyı tatmış oluyor. Bu başarılı yükseliş kariyerine koyduğu tuğlaları artırıyor.
Sonuç olarak öğrencilerin kendini ve yaşadığı toplumu temsil etmesi, yeteneklerini keşfetmekten, bu yetenekleri sergilemekten ve fark yaratmaktan geçiyor. Dünya vatandaşlığı yolunda attığı her adım, eğitim modelimizi güncellememiz gerektiğini bize hatırlatıyor. Müfredatın zenginleştirilmesi, öğretmen meziyetlerinin artırılması gerekiyor. İlham veren öğretmen eğitimleriyle, eğiticinin eğitimi her anlamda büyük önem arz ediyor.