Üniversiteler, ülkelerin dünya konjonktüründe en ciddi rekabet kurumlarından biridir. Bu anlamda yükseköğretim kurumlarının amacı çok önemlidir. Siyasi irade ve bürokrasinin, üniversitelerimizin rekabette önünü tıkayacak değil, tam tersine açacak zemini hazırlaması gerektiğine inanıyorum.
Türk yükseköğretim sisteminde sayısal değişimlere bakıldığında, 2001-2016 arasında ciddi büyüme gözleniyor. Üniversite sayısı 80'den 200'e, öğrenci sayısı 1 milyon 700 binden 6 milyon 800 bine çıktı. Ayrıca öğretim üyesi sayısı 24 binden 68 bin 500'e yükseldi. Türkiye'nin, Avrupa'da yükseköğretimde öğrenci sayısı açısından ikinci büyük ülke olduğunu da göz ardı etmeyelim.
Ülkemizde yabancı öğrenci sayısı 100 bine ulaştı. En fazla öğrenci gönderen ülkelerin başında Azerbaycan var. Daha sonra Türkmenistan, Suriye, İran, Yunanistan ve Afganistan geliyor. 2023 hedefimiz, 250 bin yabancı öğrenci. Artık üniversitelerimizde özellikle rehberlik hizmeti açısından uluslararası ofisleri kurumsal hale getirmeliyiz. YÖK, uluslararası alandan akademisyenlerin üniversitelerimizde görev alabilmesi için YABSİS adlı yeni bir uygulama getirdi. Bildiğim kadarıyla, ilk hafta 5 bine yakın CV sistemde yer aldı.
Açık pencere siyaseti
Son zamanlarda YÖK, yüksek lisans ve doktora kriterlerini yükseltti. Aynı zamanda doçentlik yönetmeliği ve kriterleri ile yabancı dille öğretim yönetmeliğini değiştirdi. Gördüğüm kadarıyla YÖK açık pencere siyaseti uyguluyor. Hiçbir şeyin gizli kalmasını istemiyor. Bu düşüncesinden dolayı Başkan Prof. Dr. Yekta Saraç'ı kutluyorum. Bu dönemde gerçekleştirilen ve yapısal değişim niteliğinde olan en önemli girişim, bence Kalite Kurulu oldu. Üniversitelerde eğitim ve öğretim, araştırma faaliyetleri ile idari hizmetlerin iç ve dış kalite güvencesi ve akreditasyon süreçlerine dair kuralların düzenlendiği YÖK Kalite Yönetmeliği yayımlandı.
Aldığım bilgilere göre, yabancı yükseköğretim kurumlarının Türkiye'de fakülte, yüksekokul açabilmesini sağlayacak yasa taslağı hazırlanıyor. Buna göre, yabancılar fakülte ya da kampus açtığında yurtdışından öğrenci getirmek zorunda. Kontenjanın yüzde 25'i haksız rekabet olmaması için Türk öğrencilerden oluşacak. Dünyada kendi ağını kurmuş bazı üniversiteler yasadan sonra ülkemizde şube açmak için başvuracak. Devlet müdahalesini sınırlayıp rekabeti teşvik edecek olan tasarı, Türkiye'yi bu coğrafyanın eğitim merkezi yapabilir. Tasarıya göre, isteyen Vakıf üniversiteleri, isterse kâr amaçlı özel üniversiteye dönüşebilecek. Ancak, bunun için burs miktarı, öğrenci başına harcama gibi kriterler konacak. Türk üniversiteleri de yurtdışında birim açacak. Duyumlarıma göre, 34 kurum özel üniversite açmak için hazırlık yapıyor.