Kırtasiye denince hangimizin aklına çocukluğu gelmez ki... İşte ben de geçen hafta İstanbul'da 21'incisi düzenlenen Kırtasiye, Kâğıt, Okul ve Ofis Ürünleri Fuarı'nın davetiyesini alınca gözümün önünden okul yıllarım geçti. İşte bu duygularla Yeşilköy'deki CNR Expo'nun yolunu tuttum. Kapıdan girer girmez burnuma kırtasiye dükkânlarına has olan koku geldi. İnanın o koku beni adeta fuarın rengârenk dünyasının derinliklerine doğru çekti. Her yazan çizen insan gibi ben de sıklıkla bilgisayar kullansam da kâğıt ve kalem ile yazmanın ne kadar keyif verici olduğunu bir kez daha hatırladım.
Fuarı birlikte gezdiğim Tüm Kırtasiyeciler Derneği (TÜKİD) Başkanı İzel Rozental'den aldığım rakamlar doğrusu beni oldukça etkiledi. Kırtasiye fuarı bu yıl 40 bin metrekare alanda 250'yi aşkın yerli ve yabancı firmanın katılımı ile gerçekleştiriliyormuş. Her yıl daha fazla ilgi gören ve dikkat çeken İstanbul Kırtasiye&Ofis 2015 fuarını bu yıl 15 binden fazla yerli ve yabancı sektör temsilcisinin ziyaret etmesi bekleniyormuş. Ben de fuarda yabancı ziyaretçilerle sohbet şansı buldum. Türkiye'de olmaktan ve Türk firmalarıyla çalışmaktan duydukları memnuniyeti ifade ettiler.
TÜKİD Başkanı'ndan öğrendiğim çarpıcı bir bilgi de, fuarın dünyanın üçüncü büyük kırtasiye fuarı olduğu ve 50'yi aşkın ülkeden yabancı profesyonel ziyaretçi gelmesiydi. Görüp duyduklarım bu büyüklüğü teyit etti; son derece mutlu oldum.
Fuarda ilgimi en çok inovatif ürünler çekti. Bu ürünlerin çoğunun Türk firmalarınca dünya pazarına sunulmasını çok önemsiyorum. Başkan İzel Rozental de, fuarın Türk kırtasiye sektörünün buluşma noktası olmasının yanı sıra her geçen yıl artan uluslararası katılımcı ve ziyaretçi sayısıyla önümüzdeki yıllarda global ölçekte bir buluşma noktası olacağına vurgu yaptı.
Fuarda sergilenen ürünler dışında en fazla etkilendiğim bir başka konu da, TÜKİD tarafından geçen yıl hayata geçirilen "K* Projesi" ile ilgili gelinen nokta oldu. TÜKİD fuardaki standını tamamıyla bu projeye ayırmış. Yakından takip ettiğim ve özellikle çocuklarımızın sağlığı açısından çok önemsediğim, bu projenin dünyada başka örneği yokmuş. Bu açıdan bakınca perakendeci kırtasiyecilerin sektörün itibarını artıracak ve tüketici sağlığını koruyacak bu projeye sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum. Proje kapsamında verilen eğitimi başarıyla tamamlayan ve bağımsız bir firma tarafından yapılan denetimden başarı ile geçen her kırtasiyeci "K*" tabelası takmaya hak kazanıyormuş. Biz tüketicilerin bu konuda yapması gereken tek şey ise çocuklarımızın sağlığını tehdit eden, sahte ve tehlikeli kimyasal içeren ürünlerden kurtulmak olmalı. Bunun için, kırtasiye alışverişimizi K* tabelasına sahip kırtasiyecilerden yapmamız gerekiyor.