Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) dershane ve özel okul temsilcileriyle dün Antalya'da toplandı. "Dershanelerin dönüşüm süreci ve özel okullar" konulu toplantıya Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yetkililer de katıldı. Ağırlıklı olarak temel lise ve ortaokula dönüşen dershaneler yeni bir okul türü ortaya çıkarıyor. Dönüşüm sürecinin sağlıklı yürümesi, bu okulların kalitesine bağlı. Ayrıca süreç devlet liselerini ve özel okulları da etkileyecek. Toplantıda, dershane ve okul kurucularıyla, sürecin sağlıklı yürümesi için izlenecek yol tartışıldı.
1 Eylül'den itibaren dershaneler kapanıyor. Bazıları temel lise veya temel ortaokul olacak. Bu kurumlar, dershanecilikten gelen sınav tecrübelerini lise ve ortaokul eğitimiyle birleştirecek. Lise müfredatıyla, Anadolu liselerine eşdeğer eğitim kurumu olacaklar. Temel liselerde 4 yıl eğitim yapılacak. Doğal olarak bu müfredatın üzerine üniversiteye hazırlık da eklenecek. Ücretleri, İstanbul'da ortalama 12 bin, Anadolu'da ise 8 bin lira civarında olacak. Bakanlık her okula kontenjanının yüzde 50'si kadar teşvik bursu verebilecek. Ara sınıflardan geçiş olacak. Tabii bu bazı devlet liselerinin ve özel okulların özellikle 11 ve 12'nci sınıflarının boşalmasına yol açabilecek.
Bu durumda özel okulların da çalışmalarını gözden geçirmesi gerekiyor. Bu okullarda eğitim ve öğretim veriliyor ancak bu yıldan itibaren veliler çocuklarının üniversite sınavına hazırlanmasını da isteyecek. Toplantıda aldığım bilgilere göre, bu okullar da, bu tür çalışmaları hafta sonuna taşıyacak. Bence en büyük problem ücretlerde yaşanacak. Dönüşen okulların fiyatı düşük. Doğal olarak veli öğrencisini bu okullara gönderebilir. Öğretmen ücretleri ve toplam ders saatlerinde de sorunlar var. Özel okul sayısını artıralım derken, eğitim kalitesini bozmamalıyız. Ayrıca, eğitimi yalnızca sınava dayalı hale getirirsek, çok şey kaybederiz.
Bakın, bu konu çok önemli. Bir tarafta dershaneden dönüşen liseler, diğer tarafta mevcut özel okullar. Dershaneler okul, okullar dershane oluyor. Gördüğüm kadarıyla bir çıkmaza giriyoruz. Çocuğunu özel okula gönderenler için bu noktada kaçınılmaz soru şu: Nasıl bir özel okul? Eğitim öğretimin yanı sıra, sanata, spora teşvik eden, öğrencilerin sosyalleşmesine yönelik çalışmalar yapan özel liseler mi; yoksa sınavlarda başarıya odaklanan dönüşmüş dershaneler, yeni adıyla temel liseler mi?..
Bence, bu durum haksız rekabet yaratacak. Velinin okuldan beklentisinin değişmesi kaliteyi etkileyecek. Buna bağlı olarak dönüşüm okulları ile özel okullar arasında her açıdan büyük farklar var. Örneğin yönetmeliklerle dönüşüm okullarına sağlanan ayrıcalıklar, özel okullar açısından haksız rekabete yol açacak. Bu özel okulların varoluş nedeni olan eğitimi olumsuz etkileyecek.
Kısacası, yeni dönem özel okulları zorlayacak. Bizim de, aklımızı karıştıracak. Bu arada, özellikle devlet liselerinin son sınıflarının da boşalacağını göz ardı etmeyelim.