Geçen hafta, Bilgi Üniversitesi'nin davetlisi olarak, Bursa'da Şahinkaya eğitim kurumlarında lise öğrencileriyle bir araya geldim.
Üniversite ve meslek seçimi konusunda sohbet ettik.
Gençler kaliteli sorular sordu; iyi bir eğitim aldıklarının göstergesiydi bu.
Gördüğüm kadarıyla, Şahinkaya değerler olgusu toplamından oluşan bir eğitim kurumu.
Değerler, eğitimin kendisiyle başlar.
Eğitim, bireyin davranışlarını olumlu yönde değiştirme sürecidir.
Bu ifade, Şahinkaya'nın, eğitimde esas aldığı ve temellerini üzerine kurduğu sistemin kalbi.
Eğitim süreci Şahinkaya'da, birbirine bağlı 13 dönemden oluşuyor. Okul öncesi ve ardındaki on iki yılda öğrenciler yetişkin, ayakları üzerinde durabilen, belirli bir dünya görüşüne sahip uluslar ve kültürler arası değerlerle yoğrulmuş entelektüel bireyler olarak üniversite ve hayat yolculuğuna devam ediyor. Sürecin birbirine bağlı olması sürekliliği sağlarken, dönemsel bağımsızlık her an her bireyin yeni katkılar alabileceğini gösteriyor.
Olumlu değişiklikler sürecine bakış açısı eğitim kurumlarının farklılıklarını ortaya koyan en ciddi ayraçlardan biri.
Şahinkaya bu süreci misyonunda bütünlük taşıyan ve bireysel farklılıkları gözeten eğitim anlayışı olarak tanımlıyor.
Eğitim kurumlarının temel farklılıklarından biri de, ortaya koydukları eğitim anlayışıdır. Akademik başarının temel değer olduğunu savunan, uygulayan anlayış; sosyal-kültürel gelişmeyi esas alan anlayış ve "hayır bu ikisi birlikte yapılabilir" anlayışı... Şahinkaya zor ve dolambaçlı gözükse de üçüncü yolu tercih etmiş.
Sosyal- kültürel gelişim ise Şahinkaya'da bir yaşam biçimi. Her birey bedensel ve ruhsal yönden sağlıklı olmanın bilincindedir ve olmalıdır anlayışı, dersler kadar değerli. Sosyal hizmet duygusu, öğrencisi tarafından benimsenmiş.
Çevresel sorunlara duyarlı olmak, aydın birer dünya vatandaşı olabilmenin bence gereği. Öğrencileri bu değerleri taşıyor ve yansıtıyor. Bu da beni çok mutlu etti.
Şahinkaya eğitim kurumları emekli bir sınıf öğretmenin, elektrik- elektronik mühendisi iki oğluyla birlikte yükselttiği ve Türkiye'ye kattığı kazandırdığı bir eğitim kurumu. Tamamen eğitime adanmış bir yaşam. Ve o yaşamın içinde onu yalnız bırakmayan ODTÜ'lü ve Boğaziçili iki evlat.