Bir psikolojik danışmana 250 öğrenci düşmeli başlıklı yazıma, onlarca mail geldi.
Bazıları olumlu, bazıları ise olumsuzdu.
Olumsuz olanlarda, Psikolojik Danışman ve Rehber okurlarım, okullardaki rehber öğretmen sayısının eksikliğine ve ele aldığım problemlere katılıyorlar. Ancak, alanlarına başka bölüm mezunlarının atanmasına karşılar.
Bir de yanlışlıkla yılda 850 mezun yazmışım. Bu sayı 2850 olacak. Hiç kimseyi kırmak istemem.
Ayrıca her görüşe de saygı duyarım.
Psikolojik Danışman ve Rehberler, formasyon eğitimi almış Felsefe bölümü mezunlarının Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen olarak atanabilmesi görüşüne olumlu bakmıyorlar.
Bu düşüncelerini de şu gerekçelere dayandırıyorlar: "Bölümün mezunları 4 sene boyunca gerek formasyon dersleri, gerekse psikoloji dersleri alıyorlar. Özellikle 3'üncü ve 4'üncü sınıfta, psikolojik danışma uygulamaları yapılıyor.
Bahsedilen felsefe bölümünün müfredatını incelediğimizde böyle bir uygulama göremiyoruz."
Felsefe mezunları da, madem bizi atayamayacaklardı, neden formasyon ve sertifika verdiler diye soruyorlar. Benim görevim ise, her iki görüş de, köşemde yer vermektir.
MEB, rehber öğretmenlik alanında yaklaşık 17 bin öğretmene ihtiyaç olduğunu belirtmişti.
Okullara rehber öğretmen olarak atanacakların mezun olması gereken bölüm Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık olarak belirlenmiş. 2003-2004 öğretim yılında felsefe bölümünden de mezun olup, rehber öğretmen atananlar mevcut. Günümüzde, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık dışında mezun olup, rehber öğretmen olarak atanmak mümkün değil. Ancak üniversitelerin felsefe bölümünden mezun olanlara formasyon eğitimi alma olanağı sağlanıyor. Söz konusu formasyonu alanlardan, MEB'in açmış olduğu rehberlik kursunu başarıyla tamamlayanların, küçük bir bölümü de dershanelerde çalışıyor.
Tabii burada bir yanlış anlamaya da yol açmak istemiyorum. Rehberlik hizmetleri sadece 3-5 etkinlikle olacak bir şey değil. Rehberlik çalışmaları yapılırken psikolojiden ve psikolojik danışma ilkelerinden de faydalanmak gerekiyor. Sonuçta insanla çalışılıyor.
Bireyleri anlama, tanıma, onların kendilerini tanımasını sağlama amacıyla rehberliğin yanında psikolojik danışma da kullanılmalı.
Yalnızca rehberlikle ulaşılması istenen hedefe ulaşılabilseydi, zaten bölümünün adı Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) olmazdı.
İkisinin bir bütün olduğu kaçınılmaz bir gerçektir.
Bir mesleği, bölümünün mezununun yapması gerektiğine inanan bir insanım. Zaten bunun dışındaki bir düşünce de doğru olamaz.
Beni düşündüren tek nokta, yeterli sayıda PDR mezunu olmadığı için, rehber öğretmeni olmayan öğrencilerin durumu. Lütfen bu sorunun yanıtını da hep birlikte düşünelim.