ÖSYM'de sular bir türlü durulmuyor. Şimdi de şifre krizi yaşanıyor. İddiaya göre basına verilen kitapçıkta şifre, matematik testinin cevap şıklarına uygulanıyor. Şıklardaki rakamlar, küçükten büyüğe doğru sıralanıyor. Çakışan rakam, sorunun cevabı olan doğru şıkkı gösteriyor. Hepsi çakışıyorsa A şıkkı, eğer hiç çakışma yoksa cevap E şıkkı oluyor. Türkçe testinde ise yalnız bir, yalnız iki gibi şıklarda, küçükten büyüğe doğru sıralama yaparsanız, bu formül görülüyor. ÖSYM'ye göre bu iddialar doğru değil. Şifre iddialarını yalanlayan yetkililer, mastır kitapçık denilen ana kitapçıktan 1 milyon 700 bin kitapçık oluştururken, rastgele yerleştirilecek bir sistem kullanılmış. Bu algoritma kapsamında sadece rastgele çok az çakışma olabileceğini belirtiyorlar. Bu durumda sınava giren 1 milyon 700 bin adayın ve ailelerinin durumu içler acısı.
Bence, 1 milyon 700 bin gerçek kitapçığı her isteyen internet sitesinde, cevap kâğıdı ve anahtarıyla birlikte görebilmelidir. Adayın yalnızca kendine ait bilgilere ulaşabilmesi, kesinlikle kamuoyunun vicdanını rahatlatamaz. Uzmanlardan oluşan ÖSYM ve YÖK'ün dışında bağımsız bir komisyon da bu konuyu araştırmalı. Ankara Başsavcılığı, her merkezden birer örnek kitap alarak inceleme başlattı. Bildiğim kadarıyla toplam test sorusunun yüzde 10'unda şifre söz konusu olursa, problem olabilir. Şu ana kadar internetteki kitapçıklarda 5, 10 ve 15 soruya kadar şifreli sonuca rastlandı. Ancak, cevap şıklarını kaydırma şifresi olan, medyan sistemiyle kişiye özel kitapçıklarda, matematik testinden yaklaşık 30 soru çözülebiliyor. Önümüzdeki günler ne getirecek, birlikte göreceğiz. Kısacası öğrenci ve velilerin çok hassas olduğu bu dönemde, hepimiz dikkatli olmalıyız. Bu konuda görüştüğüm gençlerin akılları karışık. ÖSYM'ye güvenleri de azalmış durumda.
Çözümler tek kanalda
ÖSYM'nin kararı sonrası, yaklaşık 1 milyon 700 bin öğrencinin katıldığı YGS soruları, sadece devlet televizyonu TRT'den yayınlandı. Soruların yayınlama hakkının protokolle verildiği tek kanal olan TRT de 250 bin liraya bir dershaneyle sponsorluk anlaşması yaptı. Tabii program önü ve ortalarında alınan dershane reklamları hariç... Kısacası, TRT de bu işten ÖSYM kadar kazançlı çıktı. Ancak, TRT ile ÖSYM arasındaki anlaşmayla ilgili bilgim yok; kamuoyuna açıklama yapılmadı.
Önceki yıllarda ÖSYM'ye başvuran ve ulusal yayın yapan tüm özel kanallara sınavdan 2 saat sonra ÖSYM servis eder, kanallar kurumun verdiği şifre ile soruları internetten çekip, yayınlardı. Adaylar, TV'den cevapları öğrenirdi. Ayrıca programın son bölümünde sorularda hata varsa hemen tespit edilirdi. Böylece anında müdahale ile sorular puanlamadan çıkartılırdı.
Günümüzde her konuda özgür olmak için çaba sarf ediliyor. Soruların çözümünde tekelleşmek, beni 1980 öncesine götürdü. İnanın bu günlerde böyle bir düşünceyi kabullenemiyorum. Bu ilkel tutumdan vazgeçilmeli. ÖSYM, adayların haber alma özgürlüğünü kısıtlamamalı. Bence, herkes tercih ettiği kanalı izlemeli. Saygın devlet kanalı TRT gibi, nitelikli özel kanalların da olduğu göz ardı edilmemelidir.