Danıştay'ın katsayı değişikliğine ikinci kez vize vermemesinin ardından ortalık toz duman oldu. Bu konuyla ilgili bilen bilmeyen konuşunca, gençlerin kafası iyice karıştı. Bir süre sonra ülkemizle ilgili gündem başlıkları değiştiğinde, gençlerimizin sorunlarıyla baş başa kaldığını gördük. Değerli dostlarım, katsayı sorunu yalnızca meslek liselerini ilgilendirmiyor. Geçen yıl tercih döneminde yaklaşık 110 bin üniversite adayı, 2010'da katsayı makası daraltılacağı düşüncesiyle tercih yapmadı. Bu yıl binlerce genel lise öğrencisi de yeni sınav sistemine güvenerek alanları dışında sınavlara hazırlık yapmaya başladı. Tabii bir de meslek liseliler var. Binlercesi, müfredatları genel liseye uymadığı için, dershanelere ya da özel öğretmenlere koştu. Maddi, manevi fedakârlık yaptı.
Sistem başvuru sayısını artırdı
Bu yıl 1 milyon 587 bin kişi üniversiteye giriş için başvuruda bulundu. Sınava başvuranlar arasında en büyük artış, son sınıfta okuyanlarda oldu. Geçen yıla nazaran, genel lise son sınıfta okuyan öğrencilerin sayısı 106 bin fazlalaştı. Meslek liseleri gruplarında ise bu artış 96 bin oldu. Tam sınavlar için gaza bastılar, 1'inci fren geldi. Tekrar gaza bastılar, 2'nci fren. Ağustostan beri çalışıyorlar. Şimdi ne yapacaklarını şaşırdılar. Yazık değil mi bu çocuklara?
Anladığım kadarıyla, bu konu YÖK tarafından Danıştay'a tam anlatılamamış. Danıştay'ın değerli üyelerinin bir bölümü, katsayıları hâlâ eski sınava göre değerlendiriyor. Oysaki eski sistem 100-300'lük puan sistemine göre düzenlenmişti. Yeni sistem ise, 100-500'lük puan sistemine göre düzenlendi. Buna göre, eski sistemdeki 0.8 katsayısı, yeni sistemde 0.2 katsayısına eşit olur. Bir teknik adam olarak YÖK'ün 0.15-0.13 katsayısının doğru olduğu düşüncesindeydim. Zaten, Danıştay'ın 29 üyesinden, 14'ü de benim gibi düşünerek evet oyu verdi. Ancak şunu sakın göz ardı etmeyelim. Hukuk devletiyiz. Yargı kararlarını, hepimiz saygıyla kabul etmeliyiz.
Düşünülen sistem soru işaretli
YÖK yeni bir sistem üzerinde çalışıyor. Öğrenciler kendi bölümlerine göre alan içi ve ortak alan tercih yaparsa, ağırlıklı ortaöğretim başarı puanlarına yaklaşık 10 sabit puan eklenecek. Buna göre, üniversite adaylarının puanları; test puanı, ağırlıklı ortaöğretim başarı puanı ve sabit puan olmak üzere, üçünün toplamından (1000'lik puan) ya da sabit puan, test puanına eklenerek (500'lük puan) oluşacak. Bu şekilde yapılacak yerleştirme puan hesabı sağlıklı değil. 100-500'lük puan sisteminde, 2 ile 10 arasında puan eklenmek gerekiyor. Böylece, okullardaki başarılı ve başarısız öğrenciler de ayrı ayrı değerlendirilmiş olur. Bence, böyle yeni bir sisteme gerek yok. Katsayı farkının 0.15- 0.12, ek katsayının da 0.04 olması yeterli olabilecek. YÖK'ün, 4 Mart'ta yapacağı toplantıda kurulacak komisyon, 18 Mart'a kadar bu düşünülen sistemin özelliklerini ortaya koyacak. Bu sistem genel kuruldan geçtiği takdirde, aynı gün kamuoyuna açıklanacak.
18 Mart, 1'inci aşama sınavına çok yakın bir tarih. O tarihte, başvuru belgeleri adaylara postalanmış ve sınav evrakları hazırlanmış olacak. Ancak ne olursa olsun bu tarihten sonra başvurular olabilir. Kısacası, koşulları beğenmediği ya da koşullara göre karar verdiği için, başvuru yapmayan gençlerimize yardımcı olmalıyız. Daha önce de belirttim, YÖK anayasal bir kuruluş. Kuruluş kanununun 45. maddesi doğrultusunda, yüksek öğretime giriş sınav sistemindeki katsayı dahil olmak üzere, her türlü konuda belirleyici olma yetkisine sahip. Bu yetki doğrultusunda alınan kararın iptali, ne yalan söyleyeyim beni şaşırtıyor. Gençler, YÖK sizi mağdur etmeyecek bir sistem üzerinde çalışıyor. Sınavın ana hatları değişmeyecek. Benden size dost tavsiyesi, sakın çalışmalarınıza ara vermeyin.