Her geçen gün ülkemizde domuz gribi vakaları artıyor. Özellikle okullarımız gerçek anlamda tehdit altında. Öğrencilerimizin yaşları itibariyle bu hastalığa yakalanma olasılığı çok fazla. Sınıflarda yakın ilişki içinde bulunmaları, bu hastalığı çocuklarımız için tehdit haline getiriyor. Günümüzde en ufak bir grip, soğuk algınlığı şüphesi aileleri tedirgin ediyor. Bunun sonucunda da çocuklarını okula göndermiyorlar.
Korku dağılmıyor, aksine gün geçtikçe büyüyor. Bu korku domuz gribi virüsünden bile daha yaygın.
Öksürük, nezle veya hastalık belirtileri gösteren öğrenciler, hastanelerde doktor muayenesinden geçirildikten sonra aldıkları raporla okula gitmiyor. Bazı öğrenciler de kendisini hastalıktan korumak için devamsızlık yapıyor. Okula gitmeyen öğrencilerin isimleri ve sayısı her gün okul yönetimleri tarafından valilik bünyesinde oluşturulan komisyona bildirilerek istatistik tutuluyor.
Ülkemizde devamsızlık oranı bugüne kadar görülmemiş bir noktaya vardı. Devamsızlık, ilköğretim okulu birinci kademede yüzde 40'ı geçti. Yaş küçük olunca, ailelerin huzursuzluğu artıyor. Lise öğrencilerinin yüzde %15'i de eğitimine domuz gribi molası vermiş durumda. Bu mevsimde kapalı ortamlarda bulunulması, okul gibi kalabalık mekânlarda hasta olan kişiden virüsün kolaylıkla ortama buluşması nedeniyle hastalık hızla yayılabiliyor. Ne yazık ki, önümüzdeki günlerde sıcaklıklar düşünce virüsün yayılma hızı artacak.
MEB gerekli önlemleri alır
Bence, 23 Ocak'ta sona erecek olan birinci yarıyılın, 15 gün öne çekilmesinde yarar var. Bunun için de okullarımızda müfredat programı hızlandırılabilir, yazılı sınavları da öne çekilebilir. Bu süreçte, hem insanlarımız hastalığa karşı gerekli tedbiri alabilecek, hem de okullarımız detaylı şekilde dezenfekte edilebilecek. Okullarımızda domuz gribini önlemede en önemli faktör olan hijyene, standartlarda öncelikli yer verilmeli. Standartların içinde öncelikle kız çocuklarının kullanımı için hijyenik ürünler, tuvaletlerde sıvı sabun ve tuvalet kâğıdı bulundurulması, temizlik denetim planı gibi maddeler yer almalı. Özellikle temizlik konusunda daha özenli davranmalıyız. Erken verilecek yarıyıl tatilinde, okullarımızda sınıflar, masalar, kapı kolları, açma kapama düğmeleri, kısacası sınıf materyalleri iyice temizlenmeli.
Yarıyılın öne alınmasından dolayı, doğal olarak eğitimde ortaya bir boşluk çıkabilecek. Bu da kısmen uzaktan eğitimle telafi edilebilir. Dolayısıyla, uygulanan eğitimin alternatifi, TV yoluyla eğitim-öğretim olabilecek. Tabii ki bu zorunluluktan yapılabilecek. Bu süreçte alınabilecek bu tür bir kararı, velilerimizin de anlayışla karşılayacağına inanıyorum. Çocuklarımızın eğitiminin aksamaması için, TV'deki eğitim saatleri içinde ekran başında olmalarını aileleri sağlamak zorunda. TV'deki eğitime, okuldaki eğitim gibi ciddi bakmamız gerekiyor.
Bu konuda MEB'in en doğrusunu yapacağını biliyorum. Yarıyılın öne çekilmesi halinde, derslerin yayın yoluyla sürdürülmesi konusunda tüm okullarımızın aynı müfredatı ve aynı dönemde izlemeleri rahatlıkla sağlanabilecek. Öte yandan okullarda aşılama programı velilerin iznine göre pazartesi gününden itibaren başladı. Velilerden aşıyla ilgili form alınıyor. Aşılanan çocuklara belli süre rapor verilecek.