Geçtiğimiz günlerde Samanyolu Haber'de İsmail Baran ve Hakan Baykal 'ın sunduğu "Eğitim Zirvesi" programına katıldım. Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi'nden yayınlanan programda 2010'da üniversiteye giriş sisteminde beklenen değişiklikler konuşuldu. Yıllardır öğretmen lisesi öğrencilerine ve velilerine ÖSS ile ilgili seminerler veriyorum. Gençlerin ÖSS'ye bakışları çok ciddidir. Bu da beni daima mutlu etmiştir. Zaten üniversiteye giriş sonuçları da, bu okulların gençleri ne kadar ciddi, güvenilir ve iddialı bir ortamda hazırladıklarını gösteriyor. Kısacası verdikleri eğitim ve öğretimi beğenirim.
Önce öğrencilerle, ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan 'dan sistemde yapılması düşünülen değişiklikle ilgili aldığım kesinleşmemiş ön bilgileri paylaştım. Düşünülen sınav sisteminde, üniversiteye giriş sürecinin ön koşulu, öğrencilerin Temel Düzey Seçme Sınavı' na (TDSS) girmesine bağlanıyor. Bu sıralama sınavının içeriği ilköğretim ve tüm lise türlerinin 1'inci sınıf ortak müfredat konularından oluşacak. Çıkacak sorular öğrencilerin, o konularla ilgili temel kavram ve ilkelerini ölçecek. Daha düşünce aşamasında olan bu sınav, bence 2006'dan önce uygulanan ÖSS'deki gibi sayısal ve sözel bölümlerinden oluşabilir. Bölümlerden elde edilen netler ise sayısal ve sözel puan katsayısıyla değerlendirilebilir. Sınavın nisanda uygulanması planlanıyor. Adaylar aldığı puan doğrultusunda, 2 ya da 4 yıllık meslek yüksekokulunu seçebilecek. Ayrıca bu sınav sonuçlarıyla Açıköğretim ve özel yetenek sınavıyla öğrenci alan fakültelere de başvurulabilecek. Bunların dışında bazı lisans programları için de bu sınavın puanları öngörülüyor. Bu sınavın en önemli rolü ise, adaylar belirtilen barajı aşabilirlerse haziranda uygulanacak "Ders Düzeyi Seçme Sınavı'na" (DDSS) girebilecek.
Üniversitelerin iyi derecede temel donanımı öngören bölümlerinde eğitim almak isteyen adaylar ise Ders Düzeyi Seçme Sınavı'na (DDSS) girmek zorunda. Sıralama niteliğinde, ileri düzeyde bir sınav olarak tanımlanan DDSS, haziranın ikinci yarısında (2 buçuk hafta sonu), beş aşamada gerçekleştirilebilecek. Aşamalar matematik, Türkçe, fen, sosyal ve yabancı dil ile ilgili ders düzeylerindeki sınavlar olacak. Yerleştirmede, puan türü başarısı yerine ilgili programın matematik, Türkçe, fen, sosyal ya da yabancı dil ağırlıklı olmasına bakılarak belirlenecek derslerdeki başarı puanı esas alınacak. Puanların oluşumunda, ortaöğretimle paralellik açısından, liselerdeki alanlar ve zorunlu dersler kullanılacak.
Kafalardaki soru işaretleri
Daha sonra öğrenciler bu konuyla ilgili sorular yönelttiler. Ben de bir elçi olarak bu sorulara köşemde yer vererek yetkililere aktaracağımı belirttim. İşte gençlerin üniversiteye girişte düşünülen değişiklikle ilgili kafalarına takılanlar:
1-) Bu sistemde alan seçimi çok önemli. Bazı bölümlerin (psikoloji, sosyoloji gibi...) puan türü değişecek mi?
2-) Bu tür sınavlara girişte kısıtlama getirilecek mi?
3-) Sınavlarda okulun önemini hissettiren ağırlıklı ortaöğretim başarı puanı kullanılacak mı?
4-) Bu sistemde de alanları destekleyen katsayı farkı olacak mı?
5-) Nisanda yapılacak sınavın (TDSS), hazirandaki sınava (DDSS) etkisi olacak mı?
6-) Testlerin katsayıları, bölümlerin özelliğine göre değişecek mi? Örneğin, fizik; tıp için A, mühendislik için B katsayısıyla mı değerlendirilecek?
7-) Sorular okul müfredatında ki zorunlu derslerin konularından çıkacağına göre, TürkçeMatematik alanı öğrencilerine Sosyal Bilimler testinde coğrafyanın dışında ne sorulabilir?
8-) Aynı sorun Sosyal alanı için geçerli. Matematik zorunlu değil. Bu gruplar için Matematik testi olacak mı?
9-) Meslek liselerinin durumu ne olacak? Gençler bu sistemi, daha akademik alt yapıyla seçeceği için beğendiler. Son derece haklılar. Ayrı bir zaman diliminde her dersten düzey sınavına girecekleri için, bilgileri gerçekçi değerlendirilecek. Değerli okurlarım, takdir edersiniz ki her yenilikte olduğu gibi, bu sistemde de aksayan yönler olabilecek. Öneri getirmeden hemen eleştirmeyelim. YÖK en iyisini yapmaya çalışıyor. Bu günlerde sistemi masaya yatırdılar A'dan, Z'ye tartışıyorlar. Kendilerine göre doğru sonuç oluştuğunda, bunu kamuoyuyla paylaşacaklar. Şu anda sınavın değişebileceğinden dolayı özellikle 11 ve 10'uncu sınıf öğrencileri tedirgin. Bununla ilgili açıklama bence temmuza kalmamalı, şubatta yapılmalı. Bu açıklama doğrultusunda, 2010 ve 2011'de sınava girecek gençlerimiz de geç kalmadan gerekli hazırlık programlarını yapabilsin. Açıklamayı geç yapıp, onları ve ailelerini üzmeyelim.