Geçtiğimiz günlerde ilköğretim müfettişlerinden yaklaşık 50 tane mail aldım. Üşenmedim hepsini okudum. Müfettişler çok dertli. Bir anda 42 yıl öncesine gittim. Galatasaray'ın ilkokulunda 5'inci sınıfta yatılı okuyoruz. Bir sabah normal saatten daha erken uyandırıldık. Okula müfettişler gelecekmiş. Dişler fırçalandı, saçlar limonla kalıp hale getirildi, ayakkabılar cilalandı. Sabah etüdüne yöneticiler geldi. Hafiften bir fırçayla, günün önemi anlatıldı. Çok dikkatli olmalıymışız. Her soruyu bilip, onları rezil etmemeliymişiz. Müfettiş amcalardan çok korkmuştuk. Hatta biraz da nefret etmiştik. Ancak yıllar geçtikçe bu insanların korkunç olmadığını gördüm. Ellerinden geldiğince eğitimimizin gelişmesi için çalışıyorlardı. Ne yazık ki, onlardan aldığım mail'lerde ne kadar zorluk çektiklerini gördüm. Onların duygularını, onların kelimeleriyle sizinle paylaşmak istedim. Dağ, taş demeden eğitim dünyamızın gelişmesi için çalışan bu insanlarımıza sahip çıkmalıyız.
- Geçen yıl göreve başlamış bir İlköğretim Müfettiş Yardımcısı'ndan selamlar; İki yıl boyunca hazırlandığım sınavları kazandım ve İlköğretim Müfettiş Yardımcısı olarak geçen yıl göreve başladım. İşte ne oldu ise ondan sonra oldu. Maaşım diğer eğitim çalışanları karşısında sürekli azalmaya başladı. Ağustos ayında aldığım maaş bin 145 YTL, en düşük devlet memuru maaşı ise bin 119 YTL. Hükümetin açıkladığı son denge tazminatından da yararlanamayacağımız açıklanınca şaştım kaldım. Öğretmenler benden daha fazla maaş alıyor. Gelecek yıl ise memur ve hizmetliler de bizi geçecekler. Biz de gidip bu insanları teftiş edip, rehberlik yapacağız. Peki niçin bu duruma geldik? Bu durumdan nasıl kurtuluruz? İlköğretim Müfettişleri'nin, diğer müfettişler gibi Genel İdare Hizmetleri sınıfına alınıp gerekli özlük hakları bir an önce verilmelidir. Aksi takdirde devletimizin milyarlarca lira harcayıp yenilediği müfredatın geliştirilmesi, atadığı öğretmenlerin iş başında yetiştirilmeleri, denetlenmeleri; kitap alacak parası olmayan, gazete alamayan, evine internet bağlatamayan, sendikaların açıkladığı açlık sınırının altında maaş alan müfettişlerle yapılamayacağı kesindir.
Durumumuz içler acısı
- Ben 7 yıl fiilen Sınıf Öğretmenliği yaptıktan sonra ÖSS ile (Hukuk Fakültesi'ne eş bir puanla) Hacettepe Üniversitesi Eğitim Yöneticiliği'ni kazandım. Aynı zamanda hem öğretmenlik yaptım hem de 4 yıllık fakülteyi 3 yılda bitirdim. Müfettişlik sınavını kazanarak 2000 Kasım'da Sivas'a İlköğretim Müfettiş Yardımcısı olarak atandım. Atandığımda öğretmen maaşı olarak 209 milyon TL alırken maaşım 300 milyon TL olmuştu. Yaklaşık % 50 bir fark. Ama şimdi durumumuz içler acısı. Bu yıl atanan İlköğretim Müfettiş Yardımcısı arkadaşlar bin 100 YTL almaktalar (en düşük devlet memuru maaşı). Ben 8 yıllık İlköğretim Müfettişi'yim bin 370 YTL maaş almaktayım. Eşit işe eşit ücret dediler. Bakın bakalım hangi denetim elemanı bizden ne kadar fazla maaş almaktadır. Bu göreve başladığım 2000 yılından beri sürekli statü olarak ve özlük hakları acısından geriledik. Bundan daha kötüsünü düşünemiyorum.
- Sizi ülkemizin önemli bir konusunda bilgilendirmek istedim. Son yıllarda sorun ve sıkıntılar yaşamaktayız. Ülkemizde eğitime büyük paralar aktarılmaktadır. Ancak ilköğretimde aktarılan bu paraların niteliğe dönüşmesinde en önemli rolü üstlenen İlköğretim Müfettişleri bilinçli veya bilinçsiz olarak ihmal edilmişlerdir. Ülkenin bütün ilköğretim okullarına ve öğretmenlerine ulaşan ve rehberlik yapan bu meslek grubu bundan 15 yıl önce denetlediği öğretmenin 2 katı maaş alıyordu. Şu anda ise bir okul müdüründen 300-500 YTL az maaş almaktadır. Diğer müfettişlerin (bakanlık, belediye, diyanet vb.) maaşı bizim iki katımız . Bu nasıl eşit işe eşit ücret. Son birkaç yıldır durumumuzu hiç dile getiremedik, çünkü utandık. Toplumdaki konumumuz gereği aldığımız maaşı sakladık ama artık geçinemez duruma geldik. Düşünün iki üniversite bitirmiş ve alanında yüksek lisans yapmış biri olarak şu anda denetlediğim bir öğretmenden 130 YTL az maaş alıyorum. Lütfen sorunumuzu dile getirin. Sadece bizler için değil Türkiye'nin eğitimi için.