Üniversiteli olma hayali kuran her genci en çok heyecanlandıran kelime ÖSS'dir. Yüz seksen dakikalık sınavın sonunda açılacak kapı, genci "Nasıl bir yaşam istiyorum" sorusunun yanıtı ile karşılaştıracak. Bu kapı, her geçen gün önünde biriken genç sayısının artmasından dolayı, daha da zor açılacak. Kısacası buradan içeri girecek çok küçük bir grup mutlu olurken, dışarıda kalan büyük bir grup ise mutsuzluklarıyla baş başa kalacak.
Üniversiteli olmak... Hayali bile güzel... Ulaşmak çok zor. Gençler şu an gelecekleri ile ilgili çok önemli bir adımı atarken birçok şeyi bilmiyorlar. Ne olacak, nasıl olacak, hedefe nasıl varacaklar? Kafalarında soru işaretleri dolu. Kendilerine kılavuz arıyorlar. İnanın bu genç insanlar kendilerine yardımcı olacak kişiyi bulduklarında kesinlikle peşini bırakmıyorlar.
Binde bir puanın dahi çok önemli olduğu bu sınav sisteminde, hazırlığa ne kadar erken başlanırsa o kadar avantajlı olunur. Belki de bu yüzden biz büyükler karşımızdaki on altı, on yedi yaşındaki bu grubun; gençliğini, insanlığını, duygusal yaşamını unutup "Ders çalış... Ders çalış" diye yükleniyoruz. Onları köşeye sıkıştırıyoruz. Belki de onları psikolojik olarak mahvettiğimizi fark edemiyoruz.
Ancak ortada bir gerçek var. Eğer üniversiteye girişte kapıda yaklaşık 1 milyon 700 bin kişi varsa, bunlardan 160 bini üniversiteli olacaksa, zannedersem yaşamdan bazı fedakarlıklar yapılması gerek.
İşte bu yüzden son zamanlarda üniversiteye hazırlık Lise 2. sınıftan başlıyor. Bu sınıftaki bir öğrencinin göreceği konular, Lise 1 ve Lise 2'den oluşuyor. Lise 3'te ise tekrar Lise 1 ve Lise 2 konularını işleyeceğinden, bu konulara daha önceden hakim olmuş olacak. Lise
2. sınıftaki bir öğrenci, hafta içi okula, hafta sonu da dershaneye gideceğinden, sınav için gerekli olan zamanı ve ortamı kendi kendine ayarlamaya önceden alışacak. Sınav için önemli bir olgu olan test tekniğini yani hangi testlere ne kadar zaman ayırması, kaç net yapması gerektiğini, seçenekleri hangi kriterlere göre eleyeceğini öğrenecek. Deneme sınavlarıyla, sınav için zaman problemini çözmeye ve heyecan etkenini en aza indirmeye çalışacak. Üniversite giriş sınavı ile ilgili teknik bilgileri, üniversiteler ve mesleklerin tanıtımını, doğru tercih yapmanın yollarını Lise 2. sınıfta öğrenen öğrenciler, diğer üniversite adaylarından daima bir adım önde olacak.
İşte dershanenin üniversite giriş sınavına hazırlığa Lise 2. sınıfta başlayan öğrencilere kazandırdığı artılar. Ancak, burada dershaneye yeni kayıt yaptıracak olan 2004-2005 öğretim yılının lise 2 öğrencilerinin "Nasılsa bu yıl sınava girmiyorum. Az çalışsam da olur" düşüncesine kapılmamaları gerektiğini vurgulamak istiyorum.
Son zamanlarda MEB ile YÖK arasındaki sınav çekişmesi gençlerin üzerinde psikolojik bir baskı oluşturdu. Özellikle Lise 2. sınıf öğrencileri "Bizim zamanımızda üniversite sınav sisteminde bir değişiklik olur mu?" kaygısına düştüler. Ancak şu an bir değişiklik söz konusu değil.
Aralık ortalarına doğru ülkemizin AB'ye girme tarihi belli olacak. O güne kadar MEB ya da YÖK, üniversiteye giriş sınavı ile ilgili sorunları ele almayacak. Zannedersem ocak sonlarına doğru üniversiteye giriş konusu ile ilgili tartışmalar yeniden başlayacak.
Gençler!.. Bu çekişmeler daha çok olacak... Siz sınav tartışmalarını bir kenara bırakın, üniversite sınavında başarılı olmak için derslerinize bakın. İleride MEB ve YÖK birlikte yeni bir sistem üzerinde ortak bir karar alsalar dahi, yumuşak bir geçiş yaparak 2006 ÖSS'de siz Lise 2. sınıf öğrencilerini mağdur etmeyeceklerine inanıyorum.