Yaşantımızdaki en değerli ve anlamlı zamanları dostlarımızla geçiririz. Gerek mutlu olduğumuz anda gerekse üzüldüğümüzde yanımızda iyi dostlarımız olur. Ancak dostluklarını istemediğimiz süreçlere sürüklendiği ve bizi yıpratan anları da olur. Bu yazımda zararlı dostlukların ne denli zararlı olabileceğini kaleme aldım.
SABIRLI DİNLEYİCİ OLMAK
İletişim temellerinin vazgeçilmezlerinden biridir "Nasılsın?" sorusu... Bu soruyu her zaman ruh halimize göre cevaplamayız. Ya da dostumuza o anki hislerimizi anlaması için fazla ipucu vermemek adına yarım ağızla cevaplarız. İşte burada dostluğun temelini sınar, uzun ömürlülüğünü ölçeriz. Bu sorunun sorulma amacı da dostluğun ne derece yararlı veya zararlı olduğunu ölçer. En nihayetinde iyi bir dost, sadece bu soruyu sorup, yüzeysel bir cevap almakla ilerlemez… İyi bir dostluktan ziyade erdemli bir birey olmak, sabırlı bir dinleyici olmaktan geçer. Sevdiğimiz insanların dertlerini dinlemek, kendimizi onların yerine koymak ve dertlerine ortak olmak yapacağımız en olumlu davranışlardan bir tanesidir. Ancak şunu da unutmamak gerekiyor ki hayatındaki bütün kırılmaları ekstra bir drama yaratarak anlatan dostlarımız, bir zamandan sonra mental bir yıpranma oluşturur. Kendimizi iyi hissetmemizi engeller. Mutluluğun paylaşılıp çoğalması yerine dram okyanusunda boğulmak zorunda kalırız. İşte burada anlayışlı bir yapı gütmek gerekiyor.
AYRILMAK DA ERDEMDİR
Her dostluk bize iyi gelmeyebilir. Dostluğun uzun sürmesi, buradaki samimiyetin ölçüsü olmamalıdır. Biliyoruz ki kimimiz sadece uzun süreli olduğu için zararlı arkadaşlıkları bitirme kararı almıyor. "Aramızda yılların muhasebesi var" sözünü çok duymuşsunuzdur. Şunu unutmamamız gerekiyor ki zararlı bir arkadaşlığı bitirmek de önemli bir karardır. Bu süreci ise gerçekten dirençli bir şekilde, empati kurarak ilerletmek şart.