O bir efsaneydi... Gerçek bir efsane. Sokağa çıktığında trafiği durduracak kadar şöhretli, konserleri rekor kıracak kadar sevilen bir sanatçıydı Ferdi Tayfur. Bu kadar ünlü olmasına rağmen son derece mütevazı bir insandı.
Sahneyi bıraktıktan sonra inzivaya çekilmiş olmasına rağmen kendisiyle GÜNAYDIN için 2 defa röportaj yaptım. Onu tanıdığım için kendimi çok şanslı hissediyorum.
Müziğe adanmış bir hayattı onunkisi... 7'den 70'e dillerden düşmeyen şarkılar yaptı. Çok iyi bir müzik ustası olmasının yanı sıra tam bir Türkiye sevdalısıydı. "Ben ömrüm boyunca ülke sevgisini kalbinde taşımış biriyim. İstiyorum ki; Türkiye toprak bütünlüğünü, birliğini ve beraberliğini ilelebet korusun. Bizim kendimizden başka dostumuz yok, bunu unutmayalım" diyecek kadar da vatanseverdi Ferdi Tayfur. Hatta en son bestesi 'Neye Yarar'ı "Türkiye'nin milli birlik ve beraberliği için yazdım" demişti röportajda. Tam bir halk sanatçısıydı... Halkla arasında çok güçlü bir bağ vardı. Bunu da zaten her fırsatta dile getiriyordu.
Adana'da ırgatlıktan gelip zirveye çıkmış bir başarı hikayesiydi onun hayatı. Röportajımda kendisine "Hayatınızın film yapılmasını ister misiniz?" diye sorduğumda bana şunları söylemişti:
"Ben öldükten sonra hayatımın film olarak çekilmesini istemiyorum. Zaten bugüne kadar beni anlatan belgeseller yapıldı. Halkımız benimle ilgili her şeyi biliyor zaten. Sanatımı hep kalbimle, samimiyetle yaptım. Bunu en iyi halk fark ediyor. O samimiyet ve sevgi aramızda güçlü bağ oluşturdu. O bağ da hiçbir zaman kopmaz."
Ferdi Tayfur'un bu isteğine eminim ailesi saygı gösterecektir.
Sanatçılar eserleriyle yaşar, o da eserleriyle yaşayacak. İyi ki bu topraklardan Ferdi Tayfur geçti...
'BENİ ANNEMİN YANINA GÖMÜN'
Tayfur'un vefatı sonrası görüştüğüm eşi Necla Nazır, "Çok üzgünüm. Allah rahmet eylesin. Ne diyebilirim ki başka... Kızım Tuğçe ile birlikte AKM'de düzenlenecek törene katılacağız" dedi.
Yeğeni Şirin Gözalıcı ise duygularını şöyle anlattı: "Dayımı kaybetmenin büyük acısını yaşıyoruz. Bir ay önce Ferdi dayım kız kardeşini kaybetti. Şimdi de kendisi aramızdan ayırdı. En son yılbaşında telefonda konuştum. Cennet evim dediği Marmaris'teki evinde bizimle birlikte yılbaşına girmek istiyordu. Yılbaşında hastaneden çıkar diye düşünüyorduk ama kan değerleri beklenmedik şekilde düşünce hastaneden çıkamadı. O çok güçlü bir insandı. Annem, Nilüfer ablam ve ben onu son anına kadar hiç yalnız bırakmadık. Ölümü hepimizi çok sarstı. Adana'ya neden defnedilmiyor diye soranlar oluyor. Şunu belirtmek isterim, dayımın vasiyeti annesinin yanına gömülmekti. Biz de Yeniköy Mezarlığı'nda anneannemin yanına defnedeceğiz."