Uzun yıllar sinema yapmanıza rağmen dizi sektörüne girdikten sonra tanınmaya başladınız. Bu durum sizi nasıl etkiledi?
Sinema bir kader gibi hayatıma girdi. 80'e yakın unutulmaz filmlerde oynadım, çok başka insanlar tanıdım. Bir sürü insan aslında dizi yaptı ama benim dizilerim olay oldu. 'Baba Evi'nden başlayan dizi hayatımda çok önemli projelerde yer aldım. 'Yaprak Dökümü' dizisini de çok zor kabul ettim. Çünkü yorgun bir dönemimdeydim. İyi ki de kabul etmişim. Yer aldığım işlerden dolayı, şimdi sokakta yürüyemiyorum. Reşat Nuri Güntekin'in romanından uyarlanan bir diziydi. Birçok insan kendini buldu. Toplumsal sorunlarımızı Reşat Nuri Güntekin romanda çok güzel anlatmış.
"Sanat camiasında bazı arkadaşlarım beni paçamdan çekmeye çalıştı" demiştiniz. Kıskançlıklara mı maruz kaldınız?
Evet, kıskançlıklara maruz kaldım, çok da üzüldüm. Dizilerimin tutmasından dolayı bunu yaşadım. Benim çok yakın dostum oldukları için de kırıldım. Yoksa etkilenmezdim. Başarıyı sevin ya! Hayatım boyunca hiç kimseyi kıskanmadım. Aileden de gelen bir şey bu. Başarılı insanları takdir ederim her zaman. Başarıdan dolayı kimseye kızmayacaksın, helal olsun demelisin. Bunu bütün içtenliğimle söylüyorum. Ama bir filmi ya da oyuncuyu seyrettiğimde onları kutlayarak, özendiğim olmuştur. Ben uzun zaman diziye hayır demiştim. Baba Evi'nin yapımcısı İrfan Tözüm arkadaşımdı, o ikna etti beni. Hatta para falan bile konuşmamıştım. Dizi çok tuttu, çok izleniyordu. Bir süre sonra bir arkadaşımdan başka başrol oyuncularının aldığı parayı duyunca şoke oldum. Yan rol oyuncuları bile benim iki mislimi alıyordu. Düşünün ben başrolü oynarken, yan rolün yarısını alıyorum. Bunu öğrenince ben de yapımcıma söyledim. Sonraki hafta bana iki misli para getirdiler. İkinci sezon başladığında ise, bana yüksek bir para verdiler.
EKRANDA SİNEMA RUHU KALMADI
Yeşilçam'ın Türkiye'de toplumsallaşma açısından önemine vurgu yapıyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız?
Sinemamız gayri-müslimlerle başladı ve sonra Muhsin Ertuğrul girdi devreye, Yeşilçam'a dönüştü sinemamız. Yeşilçam sineması dağa, köye kadar halka açıldı. Her yerde sinemalar açıldı, insanlar filmlere koştu. Anadolu'nun dört bir yanına yayıldı. Başka insanların acılarına, sevinçlerine ortak oldular. Dışa dönük gelişmenin çok önemli aracı oldu sinemamız. Yeşilçam bu açıdan toplumsallaşmada çok önemli bir role sahip. Şimdi yok artık. Yeşilçam seyircisi de yok artık. Dizilerde ilk başta sinemadaki ruhu ekrana taşıma amacı vardı. Şimdi diziyi tutturmak amacıyla projeler yapıyorlar. O ruh da kalmadı o yüzden... Tutmayınca kalkıyor diziler, para odaklı bakılıyor her şeye.
'Dedemin Gözyaşları' filminizle ilgili neler söylemek istersiniz?
Bu filmde oynadığım için hiç pişman değilim. Çok büyük emek harcandı. Film 3 yıldır bekliyordu. Şimdi seyirciyle buluştu. Film evlat sevgisini anlatıyor. Oğlunu kazada kaybeden bir adamı oynuyorum. Film, oğlu, "Baba ben onu sana emanet ettim" diyerek kendisine emanet ettiği torunu için verdiği mücadeleyi anlatıyor.
Yeni nesil oyuncuların estetik yaptırması çok konuşulan bir konu. Neler söylemek istersiniz?
Yüzünün karakterini değiştirmediği müddetçe sorun yok, çok belirgin biçimde olmaması gerekiyor. Yüzlerini estetikten dümdüz, mimiksiz yaptıranlar var. Oyuncuların yüzlerinde hareket imkanı vermeyecek şekilde estetik yaptırmaları doğru değil.
Siz Yılmaz Güney'le çalışmış bir sanatçısınız. Zeynep Farah Abdullah, Güney'i 'sinemamızın en iyi kadın döveni' olarak tanımlamıştı. Nur Sürer de geçtiğimiz günlerde aldığı ödülü Güney'e adadığı için tepki de topladı. Siz neler söylemek istersiniz?
Herkes haddini bilecek. Yılmaz Güney tarihe kalmış bir sinemacı. Elbette erkek egemen kültürün hakim olduğu toplumsal ve kültürel süreçlerde izler taşıyabilir. Yılmaz Güney insanı, kadını ve çocuğu savunan bir insandır ve sanatını da bunun üzerine kurmuştur. Güney'i kadın döven erkek olarak tanımlamak onun hatırasına ihanet etmektir. Herkes haddini bilecek, böyle bir şey yok. Şöhret olmak zor bir şey. Kadın dövüyormuş Yılmaz Güney, yok böyle bir şey. Yalan, dolan. Yılmaz Güney sinemamız için büyük bir değer. Yılmaz Güney destansı bir adam. Bunu diyenler gelsin hesaplaşalım. Tarihe izler bırakmış değerleri yok saymaya çalışmak ancak çapsızlara düşer.
YENİ NESİL OYUNCULARIN ALDIĞI ÜCRETLER ŞAŞIRTIYOR
"Dizi oyuncuları artık sadece para kazanmak için yapıyorlar bu işi" demiştiniz...
Güzel kız, yakışıklı erkek olunca artist olalım, para kazanalım diye bakıyorlar. Yeni nesilde oyunculuk böyle meslek haline geldi. Ben oyunculukta hiçbir zaman para bile konuşmadım. Sanatı sevdiğim için bu işi yaptım. Ülkemin sorunlarına dair bir şey söylemek için yaptım bu işi. Şimdi hepsi için söylemeyeceğim ama bilgi açısından sanatla ilişkileri yok. Büyük bilgi eksikliği var. Kolay mı bir filmde oyuncu olmak ve ayakta kalmak. Bu işi büyük bir tutkuyla yapıyordum. Bunlarda tutku yok. Yeni nesilden başrol oyuncuların aldıkları ücretleri duydum, şoke oldum. Olamaz böyle bir ücret.
İSRAİL BU KATLİAMI YAPIYOR ÇÜNKÜ ARKASINDA AMERİKA VAR
İsral'in Gazze'deki katliamı için neler söylemek istiyorsunuz?
İsrail Gazze'de insanları öldürüyor, katliam yapıyor. Bu yüzyılda böyle bir şey olamaz. Gazze'deki toprakları işgal etmek için bunu yapıyor. Hamas'a karşı tavır alayım diye çocukları öldürüyor. Çok üzücü. İsrail'in kendi içinde insanlar bu duruma karşı çıkıyor. İsrail bu katliamı yapıyor çünkü arkasında Amerika var. Zaten Amerika'nın Ortadoğu Projesi'si var. Ülkemize de buna yönelik benzer emeller taşıyorlar.
250 TANE TABLOM VAR MÜZE KURMAK İSTİYORUM
Son filminiz 'Dedemin Gözyaşları'nda torununun hayatını kaybetmemesi için mücadele eden bir dedeyi canlandırıyorsunuz. Sizin ölüme bakışınız nedir?
Yaşama çok bağlıyım. Ertelenmiş hayatlarımız var. Benim doğayla inanılmaz bir flörtüm var. Ailemin toprakları var, onlarla uğraşmak istiyorum. Hayatı çok seviyorum, ölüm düşüncesini sevmiyorum. Şimdiye kadar yaşamaktan hiç pişman olmadım. İnsanlar kendi kaderini seçimleriyle yaratır. Acı da görece bir şeydir. Yaşamı her şeyiyle sevmek gerekiyor. Yapabilirsem iki tane yapmak istediğim şey var. Bunlardan bir tanesi İznik'te kütüphane yapmak. Bunu uzun zamandır istiyorum. Bir de müze kurmak istiyorum. 250 tane tablom var. Çok özel ressamların eserlerini topladım. Sergilerden, galerilerden topladım. Yıllardır biriktirdim. İçinde bu tabloların ve ödüllerimin, afişlerimin olduğu bir müze kurmak istiyorum.