Tuğçe Tayfur yaşadığı kabus dolu günlerini ilk kez GÜNAYDIN'a anlatmıştı. Gencecik bir kadının neler çektiğini üzülerek öğrenmiştik. Tayfur, uzun süre eski nişanlısı Burak Kalfa tarafından maruz kaldığı fiziksel ve psikolojik şiddeti geçen hafta yargıya taşıdı.
'ADALETE GÜVENİYORUM'
Tayfur'un bu hamlesinin ardından Burak Kalfa da basına Tayfur hakkında açıklamalarda bulunup, hakkında suç duyurusunda bulunduğu söyledi. Ben de tüm bunları konuşmak için Tuğçe Tayfur'u aradım. Eski nişanlısı Burak Kalfa'nın söylediklerinin gerçeği yansıtmadığını belirten Tayfur, sözlerine şöyle devam etti:
"Avukatım İsmail Demirci de açıkladı, hakkımda suç duyurusunda bulunmadı. Ben yaşadığım şiddeti ve tehditlerinin hepsini yargıya taşıdım. Bana uyguladığı şiddetin bedenimde hasarının fotoğrafları mevcut. Videoları da savcıya ilettim. O zaman korktuğum için darp raporu alamamıştım. Şimdi de çıkmış babam üzerinden savaş başlattığımı söylüyor. Ben hakkımı aramak için yasal yollara başvurdum. Ölüm onun için hediyedir.
Bana ve diğer kadınlara yaşattıklarından dolayı hapse girmesini ve cezasını çekmesini istiyorum. Annem Necla Nazır da babam Ferdi Tayfur da bu haklı davamda benim yanımda. Ailem bana bu konuda bana tam destek veriyor. Babamın adını ağzına alarak tehditler aldığı yalanına başvuruyor ama yalan. Yaşadığım tüm kabusa başta ailem olmak üzere yakınlarım şahit. Kendisi hakkında uzaklaştırma kararı aldırdım. Şimdi de Kalfa'nın ailesinden mesaj yoluyla tehdit alıyorum. Onlar hakkında da uzaklaştırma kararı alacağım. Basında benim hakkımda olumsuz algı oluşturmaya çalışanlar da var. Dava sonuçlandığında bakalım onlar ne yapacak? Ben önce Allah'a sonra da Türk adaletine güveniyorum."
YİNE BODRUM YİNE ÇİLE
Bodrum'da bu sefer de su çilesi yaşanıyor. Dün GÜNAYDIN'ın manşetinde Ceyhun Torlak imzalı haberden öğrendik güzelim tatil yöresinde yaşanan son skandalı. Bu kadar güzel bir turizm merkezinin bu denli sorunlu hale gelmesi ayrı çelişki. Bodrum'dakilerin tek şikayeti pahalılık değil ki... Çevre kirliliğinden, bozuk yollardan da isyan etmiş durumda. Şimdi bir de buna su sorunu eklendi. Altyapı yüzünden sıcağın altında çölde kalmış misali susuz kalmak ise cabası. Bu kadar modern oteller yapacaksın, turizmin gözbebeği diyeceksin ama damacana ile duş almak zorunda kalacaksın. Şaka gibi ama gerçek. Sonra da Bodrum'a neden eskisi kadar rağbet yok diye şikayet edeceksin. İlçeyi doğru yönetmezsen, bunları da yaşarsın. Bu kadar güzel denizi, doğası olan bir ilçeyi çöple, pahalılıkla anılır hale getirenlerdedir bunun vebali. Böyle giderse yakın gelecekte yabancı turist de tercih etmez Bodrum'u. Şimdi bunları dile getirince kimse bana Bodrum'un marka değerine zarar veriyorsun diye eleştiride bulunmasın lütfen. Bodrum'un marka değerini yükseltmenin ilk yolu medyaya sürekli haber olan bu sorunlardan kurtulmasından geçiyor.