Usta sanatçı Zerrin Özer Günaydın'a konuştu. Günümüzde her şeyin çok basitleştiğini, bir günde şöhret olunduğunu söyleyen sanatçı, en büyük hatasının ise yurt dışına gitmemek olduğunu söyledi. Çocuk sahibi olmadığı için çok pişman olduğunu dile getiren Özer, "Ailem kariyerim olumsuz etkilenir diye istemedi, ben de onları dinledim" dedi.
Babasız büyümek sizin hayatınızı nasıl etkiledi?
Eksi ile hayata başlıyorsunuz. Güvensiz oluyorsunuz her şeye karşı. Babam hayattaydı ama varlığı ile yokluğu birdi. 15-20 seneye yakın görmedim. Annem ve babam ayrıydı. Annem babamı kötülerdi. Ben de babam kötü bir insan diye düşünerek büyüdüm. Ve zaten o da hiç aramazdı. Bu durum tabii ki bende çok büyük yaralar açtı. Anne ve babası ayrı olan çocukların duyguları incinmiştir. Kırılgandım ben de ama artık bu yanımı da değiştirdim. Kimseye kırgın değilim artık. Kimseyi de yargılamıyorum. Yargılamak bir tek Allah'a mahsustur.
KEŞKELERİM ÇOK FAZLA
Müzikte keşke dediğiniz bir şey var mı?
Keşke kelimesini hiç sevmem aslında. Bana göre acizliği anlatan bir kelime keşke. Maalesef benim hayatımda da çok keşkelerim var. Gitsene kızım Amerika'ya, niye gitmedin? Amerika'ya konser için gittiğimizde misafir olarak katıldığımız bir Amerikan caz kulübünde sahneye çıkardılar beni ve şarkı söylediğim zaman herkes ayakta dakikalarca alkışladı. Burada kalıp acilen bir albüme girmem gerektiğini söyleyen önemli kişiler vardı. Hatta kulübün patronu peşimi bırakmadı. Türkiye'ye işlemler için döndüğümde gizlice hazırlıklarımı yaparken anneme yakalandım ve tabii ki gidemedim. Bu hikaye aslında çok acıdır...
Sağlık durumunuz nasıl?
Yanlış ameliyatlar oldum, bir süre yürüyemedim de. Altı tane çivi var omuriliğimde. Ama şimdi iyiyim Allah'a şükür. Fizik tedavi oldum, yürüyüş yapıyorum. Diyet de yapıyorum. 10 kilo vermiştim ama yine beş kilosunu aldım ama diyete devam ediyorum. Her şey yolunda yani. Gayet sağlıklıyım.
Aşka bakışınız nasıl?
Hayatımda kimse yok. Olsa saklamam. Aşk insanın ömrünün sonuna kadar yitiremeyeceği bir duygu. Aşk acıdır bana göre. Bunun yerine sevgiyi tercih ederim. Yine de aşk konusunda asla demiyorum. Çünkü hiçbir insanın aşık olmadan hissedebileceğine ve yaşayabileceğine inanmıyorum.
Yeni dönemde eskisi gibi şarkılar çıkmıyor diye eleştireler var. Siz ne düşünüyorsunuz?
Duygulardan yoksun şarkılar yapılıyor bu dönemde. Ama arada sırada da çıkmıyor değil. Sadece müzik algısı çok değişti Türkiye'de. Bazen çok sevdiğim bir şarkı, hiç sevmediğim de bir şarkı olabiliyor mesela. Ama eski slowları da aramıyor değilim.
HERKES MUTLU OLSUN
Duygusuzluk durumu, kadınerkek ilişkilerimizi nasıl etkiliyor sizce?
Zaman zaman sadece yüzeysel ilişkileri okuyorum. Zaman zaman da sevgilerine hayran olabileceğim aşklar duyuyorum. Yani çifte standart anlayacağınız. Sadece hiçbir sevenin sevdiğinden ayrılmamasını diliyorum. Herkes mutlu olsun. Herkes ilişkisinde emek verip fedakar olsun. Eski büyüklerimiz gibi... Herhangi bir tartışmada birbirlerini terk mi etmişler? Hayır, sanırım şimdiki ilişkilerde ekonomik özgürlükler çok önemli. Kimsenin birbirine fedakarlık ve önem gösterdiği bir dönemde değiliz. Ne acı...
Kıyamam klibiniz hâlâ çok izleniyor. Çok özel bir şarkıydı...
Çok güzel bir Şehrazat şarkısıydı. Klip çekerken o kadar çok ağlamıştım ki yönetmenim defalarca ara vermek zorunda kalmıştı. Annemi yeni kaybetmiştim. Herkesin söylemine karşın bu şarkıyı herhangi bir erkeğe değil annem için okumuştum. Kimse bilmez bunu...
SAHTEKAR BİR MÜZİK DÜNYASINDA YAŞIYORUZ
"Müziği bıraktım" dediniz ama sonra yeniden döndünüz. Niye böyle bir karar aldınız?
Kürkçü dükkanına döndüm ama bu dükkandan memnun değilim, sevenlerim hariç. Bir kere sahtekar bir müzik dünyasında yaşıyoruz. Ne eskisi gibi büyüklere saygı, ne sevgi, ne de dostluk var. İnsani değerlerden yoksun bir ortam. Bir acayip dünya oldu burası. Neden biliyor musun? Her şey o kadar basitleşip ayağa düştü ki, bir günde şöhret oluyorsunuz ülkemde. Oysa bizler ne zorluklarla savaşarak, tırnaklarımızla kazıyarak geldik bu noktaya. Ben buraya gelebilmek için neler çektim. Bana şişko deyip alay ettiler. 'Sen bu tiple televizyona çıkarsan, istersen dünyanın en güzel sesine sahip ol, insanlar televizyonu kapatır' dediler. Ama ben tüm bu sözlere karşı azmimle ve mücadelemle mesleğime sarıldım. Hâlâ da sarılmaya devam ediyorum. Allah'a şükürler olsun ki halkımla aramda çok güzel bir bağım var. Çünkü onların içlerinde olan bir sanatçıyım. Onlar olmazsa bu meslek yapılmaz zaten. Şimdi bazıları çıkıyor, 'Ben bu şarkıyı halka inmek için yapıyorum' diyor. Pardon da, sen kimsin ki halka ineceksin? Saygısızlık bu. Sen halk sayesinde o noktadasın. Halka ineceğim denmez, halka çıkmak için şarkı yapılır. Hayatım boyunca halkıma ulaşmaya çalıştım ama onlara ulaşmaya ömrüm yetmeyecek. Sanatçı gibi de yaşamıyorum zaten. Halkımızı o kadar çok seviyorum ki. Aynı sevgiyi onlardan da alıyorum. İsmim geçtiğinde 'Bizim Zerrin mi?' dediklerini çoğu kez duydum. Bu benim hayatımın sonuna kadar yaşayabileceğim en büyük gururumdur. Yani deli Zerrin'lerini iyi tanıyorlar...
KİM OLDUĞUNU BİLMEDEN SAÇMA SORU SORUYORLAR
Ödül töreninde de sinirlendiğiniz bir olay yaşadınız....
Sinirlendim tabii ki! Bazı muhabirler araştırma yapmaksızın ve hangi sanatçı ile konuştuğunu bilmeksizin saçma sapan soru soruyorlar. Bu da tepemi attırıyor doğal olarak. Ben tam konuşurken Cem Yılmaz geldi deyip ona yöneldiler. Ben de gittim ona tepkimi söyledim. Şunu da söyleyeyim, Cem Yılmaz'ın çok büyük hayranıyım. Asla yanlış anlaşılmak istemem. Sadece yapılan hareket çok çiğdi.
'TÜRKİYE'DE EN BÜYÜK STAR ZERRİN' DENİLMESİ GEREKİRDİ
Çok güçlü ve özel bir sesiniz, yorumunuz var. 'Kariyerimde hak ettiğim noktadayım' diyor musunuz?
Çok göreceli bir durum, neye göre diye bakmak gerekiyor. Halkımızın gözünde yorumcu olarak iyi bir yerde olduğumu biliyorum. Ama olması gereken yerde değilim. Türkiye'de en büyük Zerrin Özer denilmesi gerekirdi ama bunu söyletemeyen de benim. Hata bende yani. Amerika, Fransa, Belçika gibi birçok ülkeden gelen istekleri cevaplandırsaydım, şimdi dünyadan seslenecektim. Ama annem istemedi yurtdışına gitmemi. Babasız büyüttü bizi. Hem anne hem baba olunca... Annem muhafazakardı. Üstümüze çok titredi. Annemin çok sözünü dinlerdim. Bu açıdan yazgımı kendim yazdım ve o istemediği için gitmedim yurtdışına. Gitseydim bambaşka bir kariyerim olurdu.
ÖLMEDEN HAYATIMIN FİLM YAPILMASINI İSTERİM
Hayatınızın film yapılmasını ister misiniz?
Evet ama ben ölmeden yapılmasını isterim. Bakıyorum sanatçılar rahmetli olunca film yapılıyor. Ben bunu doğru bulmuyorum. Bence önemli olan yaşarken yapılması ve yaşarken bu değeri sanatçının görebilmesi...
Yeni bir projeniz var mı?
Çok gizli bir kahramanı çıkarıyorum. Sözü ve bestesi Mustafa Arapoğlu'na ait şekerleme tadında bir şarkımız var. Şarkımızın adı 'Basit Numara' yakında izleyicilerle buluşacak. Mustafa Arapoğlu'nun 10 tane daha şarkısını okudum. Çünkü o kadar beğendim ki ayrım yapamadım. Z kuşağının ve benim sevenlerimin de beğeneceği şarkılar oldular. Bunları her ay tek tek sevenlerimle buluşturmayı planlıyorum.
EVLADIM OLMADIĞI İÇİN ÇOK PİŞMANIM
Anne olmadığınız için pişman mısınız?
Çok pişmanım evladım olmadığı için. Bütün arkadaşlarım 'Sen anne olsaydın, çok iyi bir anne olurdun' diyor. Evlatla hayvan sevgisi bir değil elbette ama ben hayvanlarıma çok düşkünüm. Evladıma da çok düşkün bir anne olurdum diye düşünüyorum.
Kariyerinizden dolayı mı çocuk sahibi olmadınız?
Hayır. Evliliğimde hamile de kalmıştım. Ama kendi ailem istemedi, kariyerim olumsuz etkilenir diye. Ben de aldırdım. Aileme karşı zayıfımdır bu hayatta. Keşke anne olabilseydim.
YORGUNLUKLARIM, KIRGINLIKLARIM VAR
Çok duygusal bir yapınız var. Bu durum sizi hayata karşı yordu mu?
Duygusal olmasam sanatçı olamam zaten. Hayata karşı yordu tabii. Akrep burcuyum ben, küllerimden yeniden doğabiliyorum. Bu hayatta çok büyük yorgunluklarım, kırgınlıklarım var ama... Çünkü çok şeyler yaşadım uzun yıllar içinde. Kendimi olduğum yaşta hiç hissetmiyorum. Dünya yaşım yok yani. Hayatı artık ti'ye alıyorum. Yaşanmışlıkların çok önemli olduğunu anladım. Acıların yanına bir güzellik de alınmalı, işte o zaman daha dik duruyorsun hayata karşı. Tevekkül de ediyorum.