Bale dünyasının ünlü ismi Tan Sağtürk, AKM'nin yeniden yapılmasını çok değerli bulduğunu ve yine Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Binası'nın da önemli bir yapı olduğunu söyledi. Kültür ve sanat alanında önemli projelerin hayata geçtiğini ve meslektaşlarını gururla izlediğini belirten Tan Sağtürk, yeni projelerinden de söz etti.
■ Son dönemde Anadolu'ya yönelik projelerinizle adınızdan söz ettiriyorsunuz. Bu projelerden bahseder misiniz?
Yıllar önce Anadolu'ya yönelik çalışmalarımız vardı ancak olağanüstü hal olduğu için zor ve sınırlı çalışmalarımız olmuştu. Bölgenin rahatlamasıyla birlikte çalışmalarımıza devam etme imkanı bulduk. Örneğin geçtiğimiz günlerde, Diyarbakır'dan Mardin'e gece keyifli ve güvenli bir yolculuk yaptık. Daha önce Diyarbakır Bismil Mustafa Kemal İlköğretim okulunda öğrencilerle buluşma şansına sahip olduk. Onların gözlerindeki ışık bizi sonsuz derece mutlu etti. Ülkemizin tüm çocuklarına eşit fırsatlar sunabilmek adına çıktığımız bu yolculukta tüm bilgi ve deneyimimizi onlarla paylaşmanın heyecanı içerisindeydik.
■ Anadolu'da durum nasıl?
Kızlı-erkekli tüm çocuklarımızın ve ailelerinin bale sanatına olan merakları bizleri çok umutlandırdı. Anadolu'da aileler çoğunlukla erkek-kız çocuğu ayırt etmeden baleye göndermek istiyor. Batı'ya göre daha açık davranabiliyorlar. Büyükşehirlerde kafa karışıklığı oluşabiliyor. Anadolu topraklarımızın çok eskiye uzanan derin kültürünün bugünde yaşayan nesle kadar ulaşabildiğini fark ediyoruz. Daha güzel ne olabilirki... Anadolu insanı sanatsal etkinlikleri asla kaçırmak istemez. Anadolu'da gözleri pırıl pırıl parlayan, sanata ihtiyaç duyan çocuklarımız ve aileler var. Onlar aynı eğitim hakkına sahip olmalılar. Sanatsal eğitimin sürekliliğe ihtiyacı var. Hepimiz biliyoruz ki sanatsal eğitim, devamlılık esası üzerine kurulur. Ancak değişen yerel yönetimlerin konuya farklı bakış açılarıyla faaliyetler de durabiliyor. Bunun olmaması için ülkemizin sanat politikasının düzenli olarak yürütülmesi gerekmektedir.
BENİM AVANTAJIM AİLEMDİ
■ Sizin, bale eğitimi alırken en büyük avantajınız neydi?
Benim en büyük avantajım ailemdi. Ankara Devlet Konservatuvarı'nda yatılı olarak okudum. Devlet memuru bir ailenin çocuğu olduğum için ailem beni Ankara'da yatılı olmadan kolay okutamazdı. Bu açıdan çok şanslıydım. Konservatuvarların böyle bir yapıda olması çok değerli ama ben altyapı oluşturan bale eğitimi veren diğer kurumların da çok değerli olduğunu düşünüyorum. İşte tam bu noktada bu altyapı kurumlarına teşvik ve yaygın eğitim konusunda daha etkili adımların atılması gerektiğini düşünüyorum. Mensubu olduğum Türkiye Odalar Birliği Kreatif Endüstriler Meclisi çatısında bu adımlara yönelik çeşitli projeler sunmak için çalışıyoruz. İlgili bakanlıklara görüş ve önerilerimizi sunmak için hazırlık içindeyiz. Amacımız devlet desteği ile birlikte ülkemizin tüm yetenekli çocuklarına burslu eğitim olanağı sağlamak.
■ Bu arada Fransa'da uzun yıllar yaşadınız. Oranın vatandaşlığını da aldınız değil mi?
Ben Türk vatandaşıyım. Bu topraklarda doğdum, ben Türk'üm ve bu kimliğimle de gurur duyuyorum. Türkiye'den başka yerde yaşamak istemedim, o yüzden de belli bir süre çalıştıktan sonra ülkeme döndüm. Evet Fransız vatandaşlığı aldım. Çifte vatandaşlık sahibi oldum. Hem kendi ülkemde hem de Fransa'da ve turne yaptığımız diğer ülkelerde, sanatımı icra etme fırsatına sahip oldum.
ERKEK ÇOCUKLARININ TAYT GİYMESİNİ İSTEMEYEN AİLELER OLUYOR AMA KONUŞARAK SORUNU AŞIYORUZ
■ Toplumun her kesiminden insanın sevdiği ve saygı duyduğu bir sanatçısınız...
Her şeyden önce bu toprakların sanatçısı olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bu toprakların her karışı büyük bir gurur kaynağıdır benim için. Türk olmaktan ve bu topraklarda yaşamak ise benim en büyük gururumdur. Cumhuriyetimizin kurulması ve Atatürk'ün vizyonu ile ülkemize, sanata yaptığı büyük katkıları hiç unutmamamız ve geliştirme çabası içerisinde olmamız gerekiyor. Sanatın genel amacı da bu zaten. Ben her kesimle iletişim içinde olan biri olmaya çalışıyorum. Ülkemin yararına olacak her sanatsal oluşumun içinde yer almaya çalışırım ve buna gayret ediyorum. Sadece sanatın iyileştirilmesi için isteklerde bulundum şu ana kadar. Her şehrimizde çocuklarımızın ulaşabileceği sanat merkezleri oluşturulup, yetenekli çocuklarımızın keşfedilmesini arzu ediyorum. Bu konuda da çalışmalarımıza devam ediyoruz. Mesleki hayatımda toplumla iletişime geçtiğimiz anlarda bazı hassasiyetler de ortaya çıkmıyor değil. Örneğin hiç konuşmak bile istemediğim tayt meselesi...
Erkek çocuklarının tayt giymesini istemeyen aileler de oldu. Başta böyle bir düşünceyle geliyorlar ama sonrasında konuşarak bunu aşıyoruz. Disiplin oluştuktan sonra aileler zaten taytla ilgili önyargılarını da atmış oluyor. Bu bakış açısına sahip olan aileler, zamanla bunu aşacaklar diye düşünüyorum.
AKM'NİN YENİDEN YAPILMASINI ÇOK DEĞERLİ BULUYORUM
■ AKM yapım sürecinde ve açıldığı dönemde tartışmalara konu oldu. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
AKM'nin yapım süreci başlamadan önce Milli Kültür Şurası yapılmıştı, bu oluşuma davet edildim ve müşterek çalışmalara katıldım. AKM'nin yeniden yapılmasının çok değerli olduğunu düşünüyorum. Ülkemize, sahne olarak bu kadar değerli bir yapının yeniden kazandırılması kadar AKM'nin yenilikçi bir teknoloji ile donatılması da kıymetli. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası binası da önemli bir yapı. Sanatın icra edildiği uygun ortamların inşa edilmesi bir ülkenin sanat politikasının gereğidir. Ben meslektaşlarımın burada yaptığı sanatsal faaliyetleri gururla izliyorum.
■ Sanatın Türkiye'nin tanıtılmasına, ülkemize yönelik olumsuz algıları olumluya çevirmesinde etkili olduğunu düşünüyor musunuz?
Olumsuz algıları bilemem ama sanatın evrensel, birleştirici gücüne inanıyoruz. Sanatçılar olarak elimizden geleni yapıyoruz. Yeteneğimiz, bilgimizle bu yolda mücadele edeceğiz.
BALE ELİT BİR SANAT DALIDIR AMA ELİT OLMASI HALKA HİTAP ETMEYECEĞI ANLAMINA GELMEZ
■ Bale hâlâ elitlerin yaptığı bir sanat dalı olarak görülüyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Bale elit bir sanat dalıdır. Ama elit olması halka hitap etmeyeceği anlamına gelmez. Duyguya, estetiğe, insana hitap eden her sanat dalından tüm insanların yararlanmaya hakkı vardır. Bale evrensel bir sanattır, içerisinde tüm sanat dallarını kucaklar. Müzik, tiyatro, resim, heykel kısacası yaratıcılığa dair tüm sanat dallarını bünyesinde barındırır. Bu kadar özel bir oluşumun toplumun her kesimine ulaşabilmesi dileğimiz ve amacımızdır. Mensubu olmaktan gurur duyuyorum. Devlet Opera ve Balesi projelerinden Anadolu topraklarından çıkan Troya efsanesi ve Göbeklitepe Mabedin Hüznü gibi, ki bunlar topraklarımızın hikayelerini anlatan kıymetli eserlerdir. Genel Müdürümüz Murat Karahan'ın projelendirdiği Türk opera ve balesi arşivine dahil olmuşlardır. Bizim hikayelerimizin anlatıldığı bu gösterilere de halkımızın ilgisi çok büyük oldu. Aynı zamanda ülkemizde sahnelerin genel kitle ile bir buluşma noktası oluşturması bakımından yeni sahnelere kavuştuk. Örneğin her kesimin buluşma noktası haline gelen Atatürk Kültür Merkezi'nin yeniden yapılması ile sanatçılarımız ve halkımız AKM aracılığıyla buluştu.
POLEMİK SEVMİYORUM
■ Dönem dönem sanatçılarımız lince maruz kalıyor. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?
Kendimden sorumluyum o yüzden kendi adıma konuşayım. Ben sosyal medya hesaplarımı dikkatli kullanıyorum. Siyasi ve sosyal konularda polemiğe girecek paylaşımlar yapmamaya özen gösteriyorum. Polemiklerden uzak durmayı ve sadece çalışmalarıma yer vermeyi tercih ediyorum. Benim sayfamı zaten en çok çocuklar ve aileleri tercih ediyor.
OĞLUMUN BALEYE HİÇ İLGİSİ YOK
■ Çocuklarınızın baleye ilgisi var mı?
Kızım Ada'nın baleye ilgisi var ama başka ilgi alanları da var. Oğlumun ise baleye hiç ilgisi yok. Basketbola ve piyanoya ilgisi var. İki çocuğum da piyano çalıyor. Onlar neyle mutlu olacaksa o işi yapsın.