Sinan Akçıl'ın geçtiğimiz günlerde yaptığı 'dini nikah' açıklaması basında çok yer aldı. Medyanın yakından takip ettiği Akçıl ile hem bu açıklamasını hem de gelecek planını konuştuk. Açıklamayı gündem olmak için yapmadığını belirten Akçıl, sözlerine şöyle devam etti:
"Ben çok inançlı biriyim. Dışarıdan öyle görünmüyorum diye bu açıklamam insanları şaşırttı. Hayatım boyunca çok ilişkim oldu ama bunlar için dört tanesinin yeri benim için ayrıdır. Uzun ilişki yaşadığım Burcu dahil dört tanesine de dini nikah kıydım. İlişkiyi yürütemedik, yürütseydik resmi nikah da kıyardık. Her ilişki resmi nikahla sonuçlanmıyor, o yüzden birlikteliklerime manevi bir anlam katmak için bu yolu seçiyorum."
Geleceğe yönelik planlarını sorduğumda ise şunları söyledi:
"Evlilik bende travma yaratmadı. Evlenip boşananlar bir daha evlenmek istemiyor. Ben de tam tersi işledi bu süreç. Evlilik kurumuna çok inanan biriyim. Her an evlenebilirim tekrar. Hayatımı bekar geçirmeyi planlamıyorum. Bunu belli kişi üzerinden söylemiyorum ama evlilik fikri bana çok sıcak geliyor. Çocuk da istiyorum ama yeni bir karar aldım. 40 yaşımdan sonra baba olmak istiyorum. Şimdi 38 yaşındayım, 2 sene sonra çocuk sahibi olabilirim. Çocuğuma doya doya vakit ayırıp, babalık görevini yerine getirme hayalim var."
BAKIM EVLERİ ÇOĞALTILMALI
Günümüzde her 44 çocuktan biri otizmli olarak doğuyor. Din, dil, coğrafya fark etmeksizin sıkça rastlanılan bir rahatsızlık haline geldi otizm. Geçmişe oranla ailelerin bu rahatsızlığa yönelik farkındalığı artmış olsa da, otizmli çocuk sahibi olmak kendi içinde zorluklar taşıyor. Çocukları bu rahatsızlığı taşıyan ailelerin bana gönderdikleri mesajlarda en çok dile getirdikleri istekleri 'bakım evlerinin' yaygınlaşması oldu.
Özellikle çalışan anneler, kendileri işteyken özel ilgi gerektiren evlatlarını bırakabilecekleri, güvenebilecekleri bakım evi sayısının az olduğunu belirtiyorlar. Ev kadını olanlar ise otizmli çocuğunun bakımından dolayı diğer çocuklarına zaman ayıramadıklarını söylüyor ve ikamet ettikleri yerde bakım evinin uzak olduğunu dile getiriyorlar. Son yıllarda otizmli bireylere yönelik bakım evleri çoğaldı ancak bu rahatsızlığa sahip olanların sayısını göz önüne alırsak ne yazık ki yeterli değil. Umarım, ailelerin bu talepleri çözüme kavuşur.