Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TUBA KALÇIK İLE GÜNDEME DAİR TUBA KALÇIK

Ölüm hayatı bitirir aşkı bitiremez

6 gün önce hayatını kaybeden Billur Kalkavan’ın sevgilisi Buğra Bahadırlı, “Billur’dan ‘anı yaşamayı’ öğrenmiştim, o yüzden onu kaybetmeye kendimi hazırlamamıştım. Onu sevmeye, beslemeye odaklanmıştım” diyerek ekledi: “Kalbi ilahi aşkla doluydu, kanseri de tevekkül ile karşılamıştı. Cenazesinde insanların ağlamasını istemiyordu, ‘Dram yapmayın’ demişti. Biz de onu istediği gibi uğurladık”

Geçtiğimiz günlerde kanser yüzünden hayatını kaybeden Billur Kalkavan'ın 13 yıllık sevgilisi Buğra Bahadırlı, büyük acı sonrası GÜNAYDIN'a konuştu. Bahadırlı, Kalkavan'ın son anlarından hayallerine kadar birçok konuda samimi açıklamalar yaptı.
Kendinizi hazırlamış mıydınız?
Bu kadar kısa bir sürede onu kaybedeceğimi düşünmemiştim. Kanser tedavisi çok iyi gidiyordu. Hatta doktoru Billur'a "Son bir taramaya sokup seninle eylül konuşması yapacağız" demişti. Ama enfeksiyon kapacağını ve sonucun böyle olacağını kimse öngörmemişti. Hastaneye 'otel' derdi. Otelde çok kalmak istemiyordu ama evimizde kentsel dönüşümden dolayı tahliye süreci söz konusuydu. Bu da onu olumsuz etkiledi, hastanede kalmak istedi. Doktorlar 'üç ay ömür biçti' diye haberler çıktı ama doktorlar beni kenara çekip böyle bir şey söylemedi, kendi aralarındaki tahminleriymiş. Billur'un kanseri akciğere, karaciğere, kemiklerine ve mesanesine sıçramıştı. Ama doktorumuz vücudunda bu kadar tümör olmasına rağmen Billur mucizeler yaratıyor, literatüre geçecek demişti ama dirençli enfeksiyonla karşılaştı.
Son anına kadar yanındaydınız. Unutmadığınız bir an var mı?
Bilinci kapalıyken, maske ile oksijen veriyorlardı. Sadece göz teması kurmaya çalışıyordum. Gözlerine bakarken ona olan aşkımı anlatıyordum. Gözlerinden yaşlar süzülmüştü. Ben de ağlamaya başladım.



ÇEVRESİNE ÇOK DUYARLIYDI

Aklınızda başka hangi kareler kaldı?
Billur'u tek bir kareye sığdıracak olursam, o da, onun taziyesinde de kullandığım saçını kırmızı tokasıyla topladığı, tüm neşesiyle, ışıl, ışıl gözleri aşkla bakan halidir. Bir annenin gözünde nasıl olursan ol hep çocuksundur ya, Billur da benim için hep aşık olduğum kadındı. Tedavi sürecindeki fiziksel değişimi benim ona olan bakışımı, aşkımı değiştirmedi, ben onun ruhuna aşktım.
Tedavi sürecinde umutsuzluğa düştüğü anlar olmuş muydu?
İlk başta ağlamıştı, bir ara kendini depresif hissetti. Bana "Sen olmasan bu mücadeleyi bırakırdım, yaşamak istemezdim" bile demişti. Ben de onunla motivasyonunu yükseltmek için konuşma yapmıştım. Billur çevresine karşı çok duyarlıydı. Yaşanan olaylar onu çok kötü etkiliyordu. Çok yük aldı, her şeyi içselleştirdi. Çok verici davranırdı insanlara. Dışarıya karşı güçlü bir kadın profili vardı ama son derece hassas bir kadındı.
Hayata çok bağlı bir kadındı Billur Hanım...
Evet ama bu hastalığa yakalanmadan bir süre önce bana "Hayatta yapabileceğim her şeyi yaptım. Ve bir ölüm enerjisi hissi geldi bana" demişti. Belki de hayatla olan kontratını bu sözlerle tamamladı.



EN SON BENDEN PİZZA İSTEDİ AMA YİYEMEDİ

Son zamanlarında sizden istediği bir şey olmuş muydu?
'Canım pizza istiyor. Pizza yiyelim mi?' demişti. Ben de pizza getirdim ama yemek nasip olmadı, kötüleşti çünkü sonra. Bu enfeksiyon onun vücudunu öyle yıprattı ki, tuvalete bile kucağımda götürüyordum. Hatta bu duruma düşmesi onu içten üzüyordu. Çok gururlu bir kadındı, 'Buğra'ya yük mü oluyorum' diye hisse kapıldığını düşünüyorum.



HER SABAH 1 SAAT AĞLIYORUM


■ Billur'dan 'anı yaşamayı' öğrenmiştim. Bu yüzden de onun kaybedersem ne olacak diye kaygıyla geçirmedim bu süreci. Onu sevmeye, beslemeye odaklanmıştım. Aslında hâlâ gitmemiş gibi hissediyorum. Kalbimde büyük bir sevgi var. Boşluğunu sabah kalktığımda hissediyorum en çok. Her sabah bir saat ağlıyorum mesela. Biz onunla kavga bile etmezdik. Birbirimizden çok şey öğrendik. Aramızda 22 yaş fark vardı. Onunla birlikte olmaya başladığımda 25 yaşındaydım, o da 47 yaşındaydı. İlişkimizde olgun taraf bendim hep. O daha gençti bana göre... Gerçek sevginin ne olduğunu Billur'layken öğrendim. Benim hayatımda çok büyük bir dönüşüme neden oldu.
■ Bir insanı gerçekten sevmek, onun kendi olabilmesine müsaade etmektir. Billur bunu yaptı, özgürlük alanı yaratarak benim dönüşümümü sağladı. Billur'a minnettarım. Ben de ona olan bu manevi borcumu iş alanında onun marka değerini daha yükseltecek şekilde medya alanında projeler ürettim. Billur TV'yi kurduk, orada çok önemli projelere imza attık.



BİR DAHA BİRİNİ SEVEBİLMEM ÇOK ZOR


■ Bir daha birini sevebilir misiniz?
Kimse Billur'un yerinde olamaz. Biraz zor görünüyor. 13 senedir onun dışında hiçbir kadına dokunmadım. Haz peşinde koşan biri değilim. Billur ile kendimi buldum. Her açıdan beni geliştirdi. Ondan önce daha rasyoneldim. Ben endüstri mühendisiyim, teknik bakıyordum her şeye. Onunla daha inançlı biri oldum, hem aşkı hem de ilahi aşkı tattım. Billur çok inançlı ve ruhsal bir kadındı. Kalbi ilahi aşkla doluydu. Kanseri de tevekkül ile karşıladı. Cenazesinde de insanların ağlamasını istemiyordu, "Dram yapmayın" demişti. Biz de onu istediği gibi uğurladık.

HASTANEYE HEP TIRAŞ OLUP EN ŞIK HALİMLE GİTTİM

■ Cenazesinde neler hissettiniz?
Ölüm hayatı bitirir, ilişkiyi bitirmez. Ben son anında yanındaydım. Öldüğünde de ordaydım. Morgda da gördüm. O haliyle de sevdim. Bedenden öte bakıyorum. Bedeni morgda yatıyordu ama ruhu benimleydi. O benim aşık olduğum kadın. Son nefesine kadar mücadele etti, beni bırakmak istemediğini hissettim. Hastaneye hep tıraş olup güzel kıyafetlerimi giyip gidiyordum. Beni öyle görmek istiyordu. Bilinci ara ara geliyordu, "Çok yakışıklısın" deyip uyumaya devam ediyordu.

EGOLU İNSANLARI KANSERLİ HÜCREYE BENZETİRDİ

Billur Hanım'ın tedavi sürecinden sonra yapmayı planladığı bir şey var mıydı?
Evet. Kanseri yendikten sonra insanlara umut vermek istiyordu. İçinde sevginin, dayanışmanın, pozitif düşünmenin önemini vurgulayan bir konuşma yapacaktı. "İnsanlar, doğal bir döngüde uyumla yaşamak yerine sadece kendi egolarını besleyen ve tüketim üzerine kurulu yaşamaya başladı" diyordu. Billur, böyle insanları kanserli hücreye benzetiyordu. Onun bu hayallerini gerçekleştirmek için gerekli adımları atacağım. Vakıf kurmayı da düşünüyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA